İşleyen Demir İnsan (1)

Ne kadar çalışkan bir ecdaddan bugünkü yeni nesile uzun bir serüven fikrinden yola çıkarak işleyen demir insanın neler başarabileceğini anlatma zamanı;

İş hayatında motivasyonunuzu sağlayın;

Daniel H. Pink ‘İnsanlar, en iyi performanslarını ancak içsel olarak değer verdikleri bir işi yaparken verebilirler.‘ derken acaba karıncalardan esinlenmiş olabilir mi? Asker karıncaları araştırın okuyun ya da izleyin.. Onların bir ordu gibi hareket ettiklerini hayretle izleyecek, koca bedenimizle hala neden bir şeyler yapmadığımızı kendimize soracağız.

Hayatta kalmak için hayvanlar ve bitkiler mücadele ruhuyla hareket ederken biz neleri kaçırıyoruz bir düşünelim. İçgüdüsel dürtülerle nesillerini sürdürmek, yavrularını koruyup kollamakla insanı şaşırtan binlerce canlı gözünüzün önünden hızla akıp geçsin.. Sizi de kendileri gibi olmak için dürten ve içinize mücadele aşkı getiren her şeyi düşünün.. Doğa en güzel motivasyona sahip.. Bizler zorlu yollardan geçmeyeceğiz, geçit vermez dağlardan uçmayacağız, akıl almaz düşmanlarla yolumuzda savaşmayacağız, sadece kendimizi motive edip, aslında iş hayatının gözümüzde büyüttüğümüz kadar da zor olmadığını anlamaya çalışıp motivasyonumuzu arttıracağız. Bize bu motivasyon, dağları aşacak cesareti verecek kadar çok iyi gelecek emin olun.. En zor şartlarda en çıkılması zor anlarımızda hayata bir başka bakmasını öğrenince ne çok zaman kaybettiğimizi göreceğiz. Yapılacak çok iş varken hala neden buradayım dedirtecek bizi motive edecek her şey aslında hep yanı başımızda.!

Çalışmak için daha neyi bekliyoruz!

İşte size iş fırsatları.. Binlerce firma on binlerce ilan yüzlerce başvuru.. İstatistikler bu rakamları sıralamakta zorlanabilir ancak iş yok diye oturanlar hariç.. Başta İŞKUR olmak üzere özel istihdam büroları her gün sizler için mesai yapıyor. 

Hatta engelliler için de kariyer olanakları artık daha profesyonel.. Özellikle engelli çalışan sektörüne önemli katkılar sağlayan Engelsizkariyer.com aracılığı ile engellilere istihdam ve kariyerde fırsat eşitliği sağlanıyor.

Hangi işi aradığınızdan emin olun ve CV’lerinizin daima güncel olmasını sağlayın. Kendinizi geliştirecek eğitimler alın.. Çevrenizle aktif iletişimde olun.. İş aramak tıpkı çalışmak gibidir, bu nedenle günün erken saatlerinden itibaren iş aramaya koyulun.. İnternet üzerinden kendinize uygun işleri seçerek ilanlara başvurun, gazete ilanlarını takip edin.. Unutmayın işleyen demir parlar misali çalışan insan ışıldar.!

İş ararken pes etmeyin ve daima gülümsemekten çekinmeyin.!

İşleyen Demir İnsan (2)

 

Yaz tatiliyle birlikte ve sıcakların da etkisiyle herkes sokaklarda, balkonlarda, serin çay bahçelerinde ya da havuz başlarında vakitlerini geçirirken, kimileri de bir umut iş peşinde koşturuyor.

İşleyen Demir İnsan Adayları;

Leonardo da Vinci  ‘Engeller beni durduramaz, her bir engel kararlılığımı daha da güçlendirir..’  derken aslında bizlere sesleniyor.

 Kurslarını bitiren başarılı adayların iş serüvenine şahitlik ederken birilerinin de bu güzel çabadan haberdar olmak isteyebileceğini düşündüm. Öyle güzel, öyle heyecanlı bakışlara sahipler ki, bir işe başlasak neler yapacağız diyen geleceğin iş kadınları ve iş adamları karşımızda duruyor. Ancak bu çalışkan gençlerden haberdar olmayanlar için işte size bir fırsat;

Mesleki Eğitim Almış Adaylar;

Eğitim düzeyi çok yüksek olmayan adayların rağbet ettiği mesleki eğitim kursları kursa katılan kursiyerleri vasıflı birer aday haline getiren eğitim kurumlarıdır. Bu kurumlardan mezun olanlar tıpkı üniversite de eğitim alan diplomalı adaylar gibi aynı bilgiye hatta daha fazlasına da sahip olabiliyorlar. Web Yazılımcısı olan mesleki bir eğitim görmüş engelli bir adaydan ısrarla üniversite diploması istenmesi büyük bir bilgi eksikliğini gözler önüne seriyor.   

Engelsizkariyer.com aracılığı ile engelli adaylarla profesyonel işe alım gerçekleştirilirken engelli adayların hiç de basite alınmaması gerektiği onların da nitelikli, çalışkan, başarılı ve verimli adaylar olduğu fark edildi. Bununla birlikte engelli çalışanlar için çalışma koşulları ve ortamında  yapılan düzenlemeler ile onlara yeteneklerini gösterme fırsatı sunulmuş olacağı fark edildi.

İş görüşmelerine gidene kadar tam donanımlı eğitim almış olan başarılı engelli adayların sektörde rahatlıkla iş bulmasında onlara fırsat yaratmanın toplumsal sorumluluk taşıdığını daima hatırlamamız gerekiyor.

Mesleki Eğitim Almış Olan Adaylar Ne Yapmalı?

Özellikle mesleki eğitim almış olan adayların aldıkları sertifika ile daha vasıflı ve nitelikli olduklarını ancak bunun yeterli olmayıp iş görüşmelerine gitmeden önce kişisel gelişimlerine katkıda bulunacak olan bilgilerle kendilerini zenginleştirmeleri gerekmektedir. Özellikle güzel hazırlanmış bir özgeçmiş (CV) oluşturma, kapak yazısı hazırlama, iş görüşmesine giderken kılık kıyafetine özen gösterme ve en son mülakat sırasında neler yapılması gerektiği ile ilgili kendisini bilinçlendirmesi kişisel gelişimine önem göstermesi gerekiyor. Bunun yanı sıra motivasyonunuzu daima yüksek tutmaya çalışmalı, sakin, ılımlı, sıcak kanlı olmaya özen göstermeli, derin nefes egzersizleriyle kendinizi desteklemelisiniz.

Hasibe Kızıltaş

ÖZİDA Sessiz Sedasız Kapatılıyor.!

Aylar önce bir gece, bir düş gördüm. Gördüğüm ve duyduklarımla öyle bir düştü ki, beni uykumdan uyandırdı. Beni uykumdan uyandıran düşüm ise Özürlüler İdaresi Başkanlığı idi.

Düşümde ÖZİDA sessiz sedasız kapatılıyor, yetkileri birer birer alınıyordu. Oysa kimseler, bu yetkilerin daha da arttırılıyor gibi gösterilip kepçe ile alınıp kaşıkla verildiğini dahi göremiyordu.!

Şimdi aylar önce gördüğüm bulanık olan düşün gerçekleşmek üzere netleştiğini geçtiğimiz haftalarda görünce sizlerle gelişmeleri paylaşmak istedim.

12 Haziran Genel Seçimler öncesi 8 Haziran 2011’de verimliliği arttırmak için yeniden düzenlenen kabine için kanun hükmünde bir kararname çıkarıldı.

Yeni kararnameye göre 5 bakanlık mevcut bakanlıklarla birleştirilerek yeniden yapılandırıldı. Ve 5 yeni bakanlık kuruldu.

Yeni kurulan bakanlıklardan biri de engellileri içine alan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı.. Böylelikle yeni kararname ile yeniden yapılandırılan Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı da tarih olmuş oldu.

Şimdi yeni yapılanma ile eski Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’na bağlı Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu, Özürlüler İdaresi Başkanlığı ve Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’de otomatik olarak kapatılarak yeni bakanlığa bağlı bir genel müdürlük çatısı altında birleştiriliyor. Böylelikle ÖZİDA’nın yerine Özürlüler ve Yaşlılar Genel Müdürlüğü kuruluyor.

Yukarıdaki satırları okurken yeni karar daha iyi değil mi? Ve ne değişecek ki? Sorularını sorduğunuzu duyar gibiyim. Hemen bu konuya da açıklık getiriyorum;

Bir siyaset bilimcisi ve akademisyenin katıldığı bir programda yeni kararla ilgili şu ifadeleri kullanmıştı; “Yeni karar çok yanlış.. Çünkü daha önce Özürlüler İdaresi Başkanlığı doğrudan Başbakanlığa bağlıydı şimdi ise doğrudan bakanlığa bağlandı. ÖZİDA Başbakanlık çatısı altında yaptırım gücü olan, hizmet geliştiren, politika üreten ve tüm bakanlıklara doğrudan ya da bakanlar kurulundan kararlar alınmasını sağlama gibi bir yetki gücüne sahipti.. Ancak şu anda bakanlığa bağlanması ile artık hiçbir bakanlığa doğrudan görüş, karar ve politikalarını yaptıramaz, emir veremez, yaptırım uygulatamaz, hizmet geliştiremez, kaale alınmaz ve sadece politika üretecek. ÖZİDA’nın devlet örgütlenmesini yönlendirirken artık yetki ve gücü de yeni yapılanma ile elinden alınmış oldu..”

Sorunun cevabı olarak yukarıdaki akademisyenin söylediklerine katılmayan var mı? Sanırım benim gibi herkes aynı görüşte birleşiyor. Seçim öncesi duyduğum, Ankara’da şehir efsanesi gibi konuşulan ve dillendirilen ÖZİDA’nın akibetinin ne olacağı kesinleşmiş oldu.

Yanlışlıklarla dolu yeni kararla artık engellilere yaşlılar gibi bakılmasını ve engellilerle ilgili işlemeyen demirin daha da işlemez hale getirildiğinin sanırım kimse farkında değil.. Çünkü engellilere yaşlılar gibi yaklaşamazsınız. Çünkü engellilerin bir kısmı dışında büyük çoğunluğu bakıma muhtaç değildir. Ayrıca engelliler üretir ve fırsat eşitliği içinde yaşamda aktif rol alır. Evet yaşlılarda rol alır ama engelliler gibi üretemezler. Engellilerin üretime katılmasını sağlamak, eğitim, sağlık ve fırsat eşitliği gibi politikalarla toplum içinde yer almasını sağlamak kurumun birinci görevi.. Şimdi engellilerin yaşlılarla aynı kurum çatısı altında birleştirilmesi neyi çözecek? Hiç bir şeyi.!

Özürlüler ve Yaşlılar Genel Müdürlüğü’ne büyük bütçeler verildiği ya da verileceği söylense de hizmet geliştirme, koordine etme, denetleme ve örgütleme gerçeğinde hiçbir varlık gösteremeyen ÖZİDA’nın akibetinin bu olacağı belliydi.

Ankara’da bazı sivil toplum örgütleri Mehmet Aysoy döneminde koordine etme ve örgütleme konusunda bir çıkış yaptığını ancak daha sonra bu oto kontrol mekanizması da yitirildi. Koltuk kavgası verilen, birbiri ile çekişen ve kavga eden birim yöneticilerinin gazetelere yansıması, kendi iç personel yapılanmasında hizmet verecek çalışandan çok kurumsal teşkilat yapısı içinde 12 birimin ve 7 başkanlığın olduğu ÖZİDA’da bu birimler mevcut koltuklarını ve yetkilerini kaybetme sessizliğinde bekliyor.

Görevden alınan Abdullah Güven’in yerine 22 Haziran 2010 tarihinde ÖZİDA’da başkanlığa Bekir Köksal getirilmişti. Yargı yoluna giderek davayı kazanan Güven yeniden devrettiği koltuğu Köksal’dan alarak 19 Haziran 2011’de yeniden başkanlık makamına oturdu. Güven’in yeniden başkanlığa geleceğini duymuştum. Ancak yinede görevden alınması sonrası göreve iade de olsa son Özürlüler Şurası’nda yaşananlardan sonra tamemen gözden düşürülen Güven’in bunu yapmaması gerektiğini düşünüyordum. Koltuk inadı ve kazanılmış bir dava ile gövde gösterisi yapar gibi yeniden görevinin başına geçti.

Ankara arasında gerçekleşen bir başka hesapsa, yeni kurulacak Özürlüler ve Yaşlılar Genel Müdürlüğü yapılandırılmasında genel müdür kim olacak? Ve ÖZİDA çalışanları yeni müdürlüğe geçecekler mi? Ya da ne olacağıydı.

Aldığım bir duyuma göre bu yapılanmadan haberdar olan İstanbul Eski Milletvekili Lokman Ayva’nın, İstanbul Özürlüler Müdürlüğü’nün başına getirilmesinde de rol aldığı belirtilen Aylin Çiftçi’nin Özürlüler ve Yaşlılar Genel Müdürlüğü’nün başına getirilmesi için yeni bakan Fatma Şahin’e önerdiği ve kulis yaptığı belirtiliyor.

Ankara’da bir grup ise yeni müdürlüğe yeniden Bekir Köksal’ın getirilmesi için Bakan Şahin’in nabzını yokladıkları ve önerdikleri bilgisini aldım. Ancak son kararı Bakan Şahin verecek.

Unutulmaması gereken en önemli durum ise hatta TRT Belgesel TV’de yayınlanan ‘CP ile Yaşamak Belgeseli’nde röportajını dinlediğim ÖZİDA Eski Başkanı Mehmet Aysoy üstüne basa basa ifadesinde; ”Bir ülkede engellilerin problemleri çözülecekse bu ancak ve ancak engellilerinde içinde olduğu bir yapılanma ile çözülür..” diyordu.

Aysoy’un yukarıda ki mesajı benim de yıllardır düşündüğüm ve dillendirdiğim en doğru olan gerçektir. ÖZİDA’da çok geçte olsa başkanlık verilmese de başkan yardımcılığına halen görevde olan Ayhan Metin getirilmişti. Ve yine yeni kurulacak Özürlüler ve Yaşlılar Genel Müdürlüğü içindeki yapılandırmada da mutlaka başarılı engellilerimize fırsatlar verilmeli.. Yoksa hiçbir başarılı varlık gösteremeyen koltuk ve yetki kavgasında olan memurların buluştuğu bir birim haline dönüşür. Umarım bu yapılanma tüm kaygı ve endişelerimizden uzak özlediğimiz ve beklediğimiz sadece politika üreten, konuşan değil hizmet veren, dağınık ve her kafadan farklı sesler çıkaran kendi holding ve krallıklarını kuran engelli vakıf ve derneklerinin de denetlenmesini ve örgütlenmesini sağlayan birlik ve beraberliğimize katkı sağlayacak bir kurum olur.

Aşağıda yazım için araştırma yaparken rastladığım Birgün Gazetesi’nin 19 Aralık 2004 tarihli haberini sizlerle paylaşacağım. Haberin başlığı aynen şöyle;

“ÖZÜRLÜLER İDARESİ KAPATILMAK İSTENİYOR”

Zihinsel Özürlüler Federasyonu Başkanı Fikret Gökçe, Özürlüler İdaresi ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun lağvedileceğini söylediğini belirterek “Bu kurumlar farklı ve kutsal kurumlardır. Tapu dairesine, nüfus idaresine benzemez. Bunlarla oynamaya gelmez. Bedeli ağır olur. Yetime, öksüze, güçsüze, özürlüye kısacası tüm garibanlara hizmet amacıyla kurulmuş bu kurumlar bir takım insanların beceriksizliğine, siyasi emellerine ve çıkar hesaplarına kurban edilemez” dedi.

Gökçe, Özürlüler İdaresi’nin kapatılamayacağını vurguladı, kurumda iyileştirme ve işlevsel duruma getirmenin mümkün olduğunu belirten Gökçe, Özürlüler Yasası’nın çıkarılacağına dair verilen sözlerin tutulması gerektiğini belirtti.

Gökçe’nin 2004 yılındaki öngörüsü ile daha 7 yıl önce bu tehlikeye vurgu yapmış.. Yıl 2011 ve bu öngörü sessiz sedasız gerçek oluyor.

Mehmet Kızıltaş

Engelli Memur Sınavları Özür Grubuna Göre Yapılacak.!

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, engelli istihdamıyla ilgili, ”Bedensel engellileri kendi içinde, işitme engellileri kendi içinde, görme engellileri kendi içinde sınav yapacağımız yeni bir modelin doğru bir model olduğunu düşünüyoruz. Bununla alakalı da uzmanlarımıza, genel müdürlüklerimize gerekli talimatı verdik” dedi.

Şahin, Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkanı Yusuf Çelebi ve beraberindekileri makamında kabul etti.

Bakan Şahin, yaptığı konuşmada, 2002’de yola çıkarken, iktidar olduklarında ”önce insan”, ”insanı yaşat ki devlet yaşasın” diyerek, engelli sağlam, genç yaşlı, kadın erkek toplumun bütün kesimlerini kucaklayacak bir eylem planı oluşturduklarını söyledi.

Anayasa’nın 10. maddesinin gereği olarak, toplumun dezavantajlı grupları denilen ”daha fazla ilgiye muhtaç” gruplarına pozitif ayrımcılık uyguladıklarını ifade eden Şahin, herkesin birinci sınıf vatandaş olduğu, toplumsal huzurun ve barışın sağlandığı ve herkesin mutlu yaşadığı bir Türkiye için yola çıktıklarını vurguladı.

Özellikle engellilerle ilgili kendi dönemlerinde ilk kez yasa çıkarmayı başardıklarını belirten Şahin, ”Bu yasayla önemli bir başlangıç oldu. Yasal altyapıda uygulamaları takip ederken de, sorunları çözerken de hep sizin bakış açınızı, sizlerin katılımcılığını çok önemsedik” diye konuştu.

Gelinen noktada bütçede özürlülerin daha rahat yaşamasıyla ilgili 2002 yılına göre yaklaşık 10 kat artış sağlandığına işaret eden Şahin, bunun çok önemli bir artış olduğunu, işin finans boyutu, bütçe olmadan hiçbir projenin gerçekleştirilemeyeceğini dile getirdi.

Bakan Şahin, ”Önce o mali kaynağı ayırdık, sonra öncelikleri belirledik, hangi konuda ne yapmamız gerektiğinin çalışmasını yaptık. Özellikle evde bakım, rehabilitasyonuyla ilgili özürlülerimizin sağlık ve eğitim imkanlarından daha fazla istifade etmelerini sağladık, fırsat eşitliğiyle ilgili yapılamaz denilen şeyleri yaptık, hayal denilen birçok şeyi gerçekleştirdik” dedi.

”YENİ BİR SINAV MODELİNİ HAYATA GEÇİRMEK İSTİYORUZ”

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığında, özürlülerle ilgili başkanlığın daha yüksek şekilde temsili sağlayacak bir genel müdürlüğe dönüştürüldüğünü belirten Şahin, özürlülerden sorumlu bir müsteşar yardımcılığı oluştuğunu ve teşkilat yapısının çok daha güçlendirildiğini bildirdi.

Bakan Şahin, 2012 eylem planları hakkında da bilgi vererek, şunları söyledi;

”Özürlülerimizin, ‘Artık biz özürlü parası istemiyoruz, özürlülerle ilgili yapılanları önemsiyoruz ama bizim önceliğimiz istihdam’ şeklinde çok haklı bir talepleri var. Özürlü istihdamıyla ilgili bundan önceki süreçte, ilgili bakanlarımızca, özürlü çalıştırmayı cazip hale getirmeyle ilgili hem yasal düzenleme hem kamudaki yüzde 3 özürlü oranını çalıştırmayan kurumlarla ilgili iyi bir takip yapıldı. Gelinen nokta önemli ama yeterli değil.. Bizim önceliğimiz, özürlü istihdamı konusunda hem kamuda hem özel sektörde yeni bir hedef belirlemek ve istihdam odaklı çalışma modelini hayata geçirmek.. Özürlülerle ilgili ikinci olarak yapmaya çalıştığımız, arkadaşlarımızı alırken, özürlülerin kendi içindeki gruplarını çok önemsiyoruz. Yani bedensel engelli olan ile görme özürlü, işitme engelli olan veya zihinsel engelli olan, bunların derecelerine göre, kendi içinde sınav yapacağımız yeni bir sisteme geçmek istiyoruz.

Çünkü bedensel engelli biriyle işitme engelli birini aynı sınava soktuğunuzda bunun haksız rekabet olduğunu düşünüyoruz. Bedensel engellileri kendi içinde, işitme engellileri kendi içinde, görme engellileri kendi içinde sınav yapacağımız yeni bir modelin doğru bir model olduğunu düşünüyoruz. Bununla alakalı da uzmanlarımıza, genel müdürlüklerimize gerekli talimatı verdik. Dünyadaki örnekleri inceliyoruz, yeni bir sınav modelini hayata geçirmek istiyoruz. Ben milletvekili bir kardeşiniz olarak, özürlülerin anne babalarının bana gelip burada yaşanan sıkıntıları anlattıklarını ve haklı bir talepleri olduğunu gördüm. Bu makama gelir gelmez de ilk verdiğimiz talimatlardan biridir. Buradaki ihtisaslaşmayı başarmamız, engelliler arasındaki haksız rekabeti de önlememiz gerekiyor..”

Bununla ilgili hızlı şekilde çalışma yaptıklarını ve dünyadaki örnekleri incelediklerini ifade eden Şahin, ”Kendi ülkemizdeki modellere göre de sizlerin yardımıyla yeni bir sınav sisteminin takipçisi olacağız, istihdamla ilgili sürecin takipçisi olacağız” diye konuştu.

Ulaşılabilirlikle ilgili de önceliklerinin bulunduğunu belirten Şahin, ”Yerel Yönetimler Kanunu’nda bu konu çok net şekilde belirtilmiş olmasına rağmen, yerel yöneticilerimizin kendi bireysel duyarlılığıyla gelişen bir süreç var. Bazı yerel yöneticilerimiz bu konuda çok hassas, çok başarılı örnekler var. Bazen de bu dilek ve temenni olarak kalıyor ve çok görünmüyor ama biz bakanlık olarak bunu çok önemsiyoruz. Bir engelli kardeşimizin ulaşmak istediği her yere ulaşabileceği bütün altyapının oluşmasıyla ilgili bize düşen kısmın, denetim ve izleme kısmının da bire bir takipçisi olacağız” dedi.

Şahin, 2012 eylem planlarını oluştururken bu öncelikler doğrultusunda hareket ettiklerini, engellilerin yaşadığı tüm sorunları arkada bırakacak şekilde yeni bir sürecin takipçisi olacaklarını bildirdi.

Konfederasyon Başkanı Çelebi de 2002 yılına kadar engellilerin sorunlarının görülmediğini belirterek, ”2002’ye kadar engelliler Kuzey Buz Denizi’nde yaşarcasına, sorunları buzların arasında katmer katmer kalmış, görülmemişti. 2002’den sonra güneşin doğuşuyla birlikte buz eridikçe engelli sorunları gün yüzüne çıktı” diye konuştu.

Çelebi, 2005 yılında bir devrim gerçekleştirilip Özürlüler Yasası’nın çıkarıldığını ifade ederek, ”Bu yasayla birlikte özürlü hakları hızla ortaya çıkmış, imkanlar dahilinde haklar iade edilmeye başlamıştır ancak Cumhuriyet’ten bugüne kadar birikmiş sorunlar olunca, bunların üstesinden gelmek de zor olacaktır ama bu ekibin üstesinden geleceğine inanıyoruz” dedi.

Sivil anayasa çalışmalarına katılmak istediklerini de dile getiren Çelebi, ”Özürlülerle ilgili sivil toplum kuruluşlarının da sivil anayasa sürecinde yer alması ülkemizin yararına olacaktır. Biz de sivil anayasa içerisinde olmak istiyoruz” diye konuştu.

Veritabanı Projesine IBM’den 50.000 Dolarlık Fon.!

Türkiye Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı ile IBM Türk ortaklığındaki veritabanı projesine, IBM’den 50.000 dolarlık fon.!

IBM’in “Yüzüncü Yıl Bağışları” kapsamında 1 milyon Dolar değerinde nakit ve ayni yardımlara hak kazananlar belirlendi. 11 proje arasında Türkiye Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı ile IBM Türk işbirliğinde hayata geçirilecek proje de yer alıyor. IBM Türk çalışanlarının gönüllü olarak görev alacağı projeyle, engelliler yararına sağlık ve kamu hizmetleri sağlanması için bir veritabanı geliştirilecek.

Kurumsal Sosyal Sorumluluk alanında lider IBM, yıllardır kar amacı gütmeyen kuruluşlara ve eğitim kurumlarına teknoloji, insan gücü yeteneği ve nakit yardımları ile destek veriyor. Yüzüncü yılına denk gelen 2011’e ise IBM’in dünyadaki 11 kuruma sağladığı “Yüzüncü Yıl Bağışları” damgasını vuruyor. Toplam 98 başvuru arasından belirlenen 11 ülkedeki 11 kurum, toplam değeri yaklaşık 1 milyon dolara yakın olan “Yüzüncü Yıl Bağışları”ndan faydalanarak, IBM’in 2008 yılında duyurduğu Akıllı Dünya vizyonuna paralel projeler gerçekleştirecekler.

Bu bağışlardan pay alacak projelerden biri de Türkiye’den seçildi. Bugün Türkiye genelinde 15 Vakıf, 15 İktisadi işletme ile 2000’e yakın zihinsel engelli bireye eğitim ve rehabilitasyon hizmeti veren Türkiye Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı (ZİCEV) ve IBM Türk işbirliğinde gerçekleştirilecek projeye IBM, 50.000 dolarlık fon sağlayacak. Proje,Türkiye’deki engellilerle ilgili bir veritabanı oluşturulmasına yardımcı olacak ve bu veritabanı ile devlet kurumları ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK) arasında bağ kurularak engelliler için web hizmetleri ve web portalı geliştirilecek.

IBM Türk Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri Yöneticisi Burçak Semerci konuyla ilgili olarak “Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 12’sinin engellilerden oluştuğu tahmin ediliyor. En son teknolojiler kullanılarak doğru verilerin toparlanması bu kesimin sağlık ve kamu hizmetlerinden tam anlamıyla yararlanmaları açısından önemli bir adımdır. IBM her zaman bulunduğu coğrafyalardaki topluluklara hizmet vermeyi kendine görev edinmiştir ve IBM Türk olarak bu bağışlardan birinin ülkemizde, ZİCEV ile böylesine önemli bir girişimde kullanılacak olmasından mutluluk duyuyoruz. Projeye sağlanan nakit yardımlar kadar önemli olan bir başka nokta, IBM Türk çalışanlarının gönüllü olarak bu projenin her aşamasında görev yapacak olmasıdır” diye konuşuyor.

ZİÇEV Yönetim Kurulu Üyesi Günseli Tatar ise “ZİÇEV olarak kurulduğumuz günden bu yana tam gün eğitim ilkesinden ödün vermeden, zihinsel engellilerin ve ailelerinin yaşam kalitesinin iyileştirilmesi, toplumun engelliye bakışının değiştirilmesi ve sosyal hayatın içine katılımlarının sağlanması ile ilgili politikalar üretme misyonunu üstleniyoruz. IBM’in 100.yıl etkinlilikleri çerçevesinde, ülkemizde engelli bireylerin yaşamlarını sorgulayan ve sosyal hayata katılımlarını destekleyecek bir projeye fon verilmesinden ve bu projeyi IBM gönüllüleri ile birlikte yürütecek olmaktan son derece mutluyuz. Projenin, engelli bireylerimizin yaşamlarına güzellikler katacağını umuyoruz ” diyerek beklentilerini dile getiriyor.

IBM’in 100. Yıl etkinlikleri çerçevesinde geçtiğimiz ay dünyadaki beceriye dayalı gönüllülük çalışmalarını sergiledikleri 15 Haziran Gönüllülük Günü’nde 300.000 bini aşkın IBM çalışanı, 10 milyondan fazla kişiye hizmet veren, 5.000 geniş çaplı aktivitede 2.6 milyon saat gönüllü olarak çalıştı. Bugüne kadar bu tipte gerçekleştirilen etkinliklerin en kapsamlısı olan 15 Haziran Gönüllülük Günü’nde IBM Türk, 22 STK ile bir araya gelerek IBM çalışanları ileride gönüllü olarak çalışmak üzere STK’larla fikir alışverişinde bulundu.

IBM’in Yüzüncü Yılı, Gönüllülük Günü ve Sosyal Sorumluluk Çalışmalarıyla ilgili daha fazla bilgi edinmek için;

 www.ibm.com/ibm100/service ve www.ibm.com

Adreslerini ziyaret edebilirsiniz.

Batmayan Mayo Engellilere Yüzme Olanağı Sağlıyor.!

Zonguldak’ta, yüzme bilmeyenler, engelliler ve çocuklara yüzme olanağı sağlayan batmayan mayonun talep gördüğü bildirildi.

Batmayan mayo firmasının Zonguldak Bölge Müdürü Levent Çenesiz, gazetecilere yaptığı açıklamada, ürünlerinin özellikle yüzme bilmeyenler tarafından talep edildiğini, yaz süresince fiyatı 50-60 lira arasında değişen mayolardan 30 adet sattığını söyledi.

Kendisinin de yüzme bilmediğini, batmayan mayoyla boğulma korkusu olmadan denize girebildiğini anlatan Çenesiz, şunları kaydetti;

“Batmayan mayo, insanların deniz ve su korkusunu üzerinden atmalarını sağlıyor. Çocuklar yüzmeyi daha kolay öğreniyor. Bel fıtığı sorunu olanlar da suda egzersiz yaparak rahatlayabiliyor. Ürünümüz yüzme bilen, bilmeyen, yaşlısından gencine, engellisinden çocuğuna, bütün bireyler için denizi güvenli bir ortama dönüştürüyor..”