ÖMSS 2013 – 1. Tercih kılavuzu yayınlandı

klavuz için tıklayınız: 2013 ÖMSS Tercih Kılavuzu Yayınlandı

2013 ÖMSS/KURA İLE ÖZÜRLÜ MEMUR YERLEŞTİRME TERCİH KILAVUZU

1. GENEL BİLGİLER, TEMEL İLKE VE KURALLAR

1.1 “Özürlülerin Devlet Memurluğuna Alınma Şartları ile Yapılacak Merkezi Sınav ve Kura Usulü Hakkında Yönetmelik” ile buna bağlı olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Devlet Personel Başkanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM) arasında yapılan “Protokol” hükümlerine göre ÖSYM tarafından yapılan Özürlü Memur Seçme Sınavı (ÖMSS) sonuçları ve kura usulü ile kamu kurum ve kuruluşlarının boş kadrolarına yerleştirme yapılacaktır. Bu kılavuz, ÖMSS sonuçları ve kura usulü ile yapılacak yerleştirmeye ilişkin esasları kapsamaktadır.

1.2 Bu kılavuzda yerleştirme yapılacak kadrolar ile bu kadrolar için aranan nitelikler ve kontenjanları yer almaktadır. Kılavuzda yer alan kadrolara yerleştirme, ÖSYM tarafından merkezi olarak yapılacaktır.

1.3 Adayların, bu kılavuzda yer alan kadroları tercih edebilmeleri için, 2012-ÖMSS’ye girmiş veya kura ile yerleştirme için 14-25 Mayıs 2012 tarihlerinde Merkezimize başvuru yapmış olması gerekmektedir.

1.4 Yerleştirme işlemlerinde, ortaöğretim düzeyi kadrolar için ÖMSSP1 puanı, ön lisans düzeyi kadrolar için ÖMSSP2 puanı, lisans düzeyi kadrolar için ÖMSSP3 puanı ile tercihler kullanılacaktır.

İlköğretim/ortaokul/ilkokul düzeyi kadrolar için 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 41 inci maddesinde öngörülen hükümler çerçevesinde tercihlere göre kura usulü ile yerleştirme yapılacaktır.

1.5 2013-ÖMSS/KURA İle Özürlü Memur Yerleştirme Tercih Kılavuzunda yer alan kadroları, 2012- ÖMSS/KURA İle Özürlü Memur Yerleştirme Tercih Kılavuzunda yer alan herhangi bir kadroya Merkezimiz tarafından yerleştirilen adaylar (ataması yapılsın veya yapılmasın) tercih demeyeceklerdir.

2. BAŞVURU GENEL VE ÖZEL ŞARTLARI

2.1 Adayların Dikkatine!

“Özürlülerin Devlet Memurluğuna Alınma Şartları ile Yapılacak Merkezi Sınav ve Kura Usulü Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde 2012 yılında yapılan merkezi yerleştirme sonucunda yerleştirildiği halde ilgili kuruma başvurmayan, yerleştirildiği kadronun niteliğini taşımadığı tespit edilen veya yerleştirilerek ataması yapılanlar;”Özürlülerin Devlet Memurluğuna Alınma Şartları ile Yapılacak Merkezi Sınav ve Kura Usulü Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde 2012 yılında yapılan merkezi yerleştirme sonucunda yerleştirildiği halde ilgili kuruma başvurmayan, yerleştirildiği kadronun niteliğini taşımadığı tespit edilen veya yerleştirilerek ataması yapılanlar;

2.1.1) 2012 yılı ÖMSS puanı ile tekrar bu yerleştirmelere başvuruda bulunamayacaktır.

2.1.2) Kura ile herhangi bir kadroya yerleştirilenler ise tekrar bu yerleştirmeye başvuramayacaklardır.

Tercihte bulunacak adayların mağdur olmamaları açısından bu hususa dikkat etmeleri gerekmektedir. Kamu kurum ve kuruluşlarının boş kadrolarına yerleştirilmek için yapılacak başvurularda uyulması gereken genel ve özel koşullar aşağıdadır. Tercihler yapılmadan önce aşağıdaki koşulların dikkatle okunması son derece önemlidir.

2.2. Başvuru Genel Şartları

İlan edilen kadrolara atanmak için başvuracak adayların aşağıdaki genel şartlara sahip olmaları gerekmektedir.

1) Türk vatandaşı olmak.

2) 18 yaşını tamamlamış olmak. (Bir meslek veya sanat okulunu bitirenler en az 15 yaşını doldurmuş olmak ve Türk Medeni Kanununun 12’nci maddesine göre kazai rüşt kararı almak şartıyla Devlet memurluklarına atanabilirler.) Ancak, yaş şartının (kazai rüşt kararı da dahil olmak üzere) tercihlerin yapılacağı son başvuru tarihinden önce tamamlanmış olması gerekmektedir. Ayrıca, özürlü adayların atanmalarında üst yaş sınırı aranmayacaktır.

3) Kamu haklarından mahrum bulunmamak.

4) Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, dimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.

5) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin 6’ncı fıkrasında belirtilen askerlik şartını taşımak.

6) “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre alınmış veya bu Yönetmelikçe Kabul edilen en az %40 oranında özürlü olunduğunu gösteren sağlık kurulu raporuna sahip olmak.

7) Tercih edilecek kadrolar için aranan diğer başvuru ve atanma şartlarını taşımak.

2.3 Başvuru Özel Şartları

Yukarıdaki şartları taşıyan adayların, bu Kılavuzda yer alan kadroların karşısındaki başvuru şartları bölümünde aranılan şartların “tamamını” taşımaları gerekmektedir Bu şekilde olan kadrolarla ilgili açıklamalar aşağıda yapılacağı için bu bölümün çok dikkatli okunması gerekmektedir. Bu şartları taşımayan adayların yerleştirilseler dahi atamalarının yapılması mümkün değildir. Adayların tercihlerini yaparken aşağıdaki hususlara dikkat etmeleri gerekmektedir.

1) Adaylar tercih edecekleri kadronun karşısında yer alan öğrenim koşuluna ve bu kadro için aranılan diğer niteliklerin tümüne sahip olmaları gerekmektedir.

2) Adayların tercih edecekleri kadrolar için birden fazla öğrenim (alan/dal/bölüm veya programı) belirtilmiş ise, bunlardan sadece birinden mezun olmuş bulunmaları yeterlidir.

3) Adayların, diploma veya geçici mezuniyet belgelerine ve tercih edecekleri kadrolara ilişkin; sertifika vb. istenilen diğer belgelere, tercih işleminin son başvuru tarihi itibariyle sahip olmaları gerekmektedir.

4) Başvuru şartları arasında “MEB’den Onaylı Bilgisayar İşletmeni Sertifikası Sahibi Olmak” niteliği aranan kadroları, MEB’den Onaylı Bilgisayar Programcısı Sertifikası, MEB’den Onaylı Bilgisayar Analist Programcı Sertifikası sahibi olanlar da tercih edebileceklerdir.

5) Örgün eğitim yoluyla zorunlu/ortak/seçmeli bilgisayar, sekreterlik, sıhhi tesisatçılık veya aşçılık dersini alan ve bu hususu resmi olarak belgeleyen adaylar, “M.E.B.’dan Onaylı Bilgisayar İşletmeni sertifikasına Sahip Olmak”, “M.E.B.’dan Onaylı Sekreterlik Sertifikası Sahibi Olmak” veya “M.E.B.’dan Onaylı Sıhhi Tesisatçılık Sertifikası Sahibi Olmak” veya “M.E.B.’dan Onaylı Aşçılık Sertifikası Sahibi Olmak” niteliğine sahip olarak değerlendirilecektir.

6) Santral memuru kadroları için “M.E.B.’dan Onaylı Santral Elemanı Yetiştirme Sertifikasına Sahip Olmak”, kaloriferci kadrolarını tercih edecek olan adaylar için de “M.E.B.’dan Onaylı Kalorifer Ateşçiliği Sertifikasına Sahip Olmak” veya “Kaloriferci Bonservisine Sahip Olmak” veya 3308 Sayılı Kanuna göre bu daldaki ustalık / kalfalık belgelerinden herhangi birine sahip olmaları veya örgün eğitim yoluyla zorunlu/ortak/seçmeli olarak konu ile ilgili ders almış olmaları ve bu hususu resmi olarak belgelemeleri gerekmektedir.

Read more: http://haber.engelliler.gen.tr/omss-tercih-kilavuzu-yayinlandi-2/#ixzz2MBeVS4Bn

BalandökenEde engeller kalkıyor

Erzurum Palandöken Belediyesi, ‘İletişimde Engelleri Kaldırıyoruz Projesi’ kapsamında, işitme ve konuşma engellilere yönelik SMS hattı oluşturdu. Oluşturulan hat üzerinden engellilere hızlı ve etkin belediyecilik hizmeti sunulacak.
palandokendagi
Erzurum Palandöken Belediyesi, ‘İletişimde Engelleri Kaldırıyoruz Projesi’ kapsamında, işitme ve konuşma engellilere yönelik SMS hattı oluşturdu. Oluşturulan hat üzerinden engellilere hızlı ve etkin belediyecilik hizmeti sunulacak.

Palandöken Belediyesi ile Türk Telekom Doğu 1. Bölge Müdürü Timur Sevim, belediye Encümen Salonu’nda ‘İşitme Engelliler ile İletişim Engellerini Kaldırıyor Projesi’ için protokol imzalandı. Belediye Başkanı Orhan Bulutlar, belediye olarak engellileri önemsediklerini ifade etti. Erzurum il genelinde 50 bine yakın engellinin bulunduğunu dile getiren Bulutlar, söz konusu projeyle bütün engelli gruplarına belediye hizmeti sunmak istediklerini dile getirdi.

İşitme ve konuşma engellilere 0442 317 05 95 numaralı SMS hattı üzerinden hizmet vereceklerini belirten Bulutlar, “Engelli vatandaşlarımıza hizmette öncelik veriyoruz. Hepimiz engelli adayıyız. Yarın engelli olmayacağımıza hiç kimse garanti veremez. Kendilerini ifade etmekte sıkıntı yaşayan işitme ve konuşma engelli vatandaşlarımız SMS hattı üzerinden problemlerini, isteklerini bize iletecek. 3 görevlinin bulunduğu AK Masa’ya bağlı birime gelen SMS’ler anında veya yaşanabilecek yoğunluğa göre en geç 3 gün içerisinde cevaplandırılacak.” dedi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın ülke genelinde söz konusu projeyi desteklediği de ifade eden Bulutlar, “Doğu Anadolu Bölgesi’nde bu uygulamayı icraata dönüştüren belediye olmanın sevincini yaşıyoruz. Bu proje ülkemizde bizimle birlikte şu anda 4 belediye de uygulanıyor. Sincan, Keçiören, Karabağlar ve Palandöken belediyeleri engelliler ile hizmet anlamında engelleri kaldıran kurumlar oldu.” şeklinde konuştu.

Türk Telekom Doğu 1 Bölge Müdürü Timur Sevim, kurum olarak alt yapı desteği verdikleri, projenin mutluluk verici bir uygulama olduğunu aktardı. Sevim, engelli vatandaşların GSM veya sabit hat üzerinden SMS gönderebileceklerini dikkat çekerek, “Sabit hatlardan da SMS gönderilebilecek. Her SMS kullanıcının kendi tarifesine göre ücretlendirilecek.” diye konuştu.

Kalkınma süreçlerine engelli katkısı

2012 raporunda engellilikten kaynaklı sorunların çözümünün bir insan hakları olduğunun yanı sıra “kalkınma” öncelikli olduğunun da altı çizilmiştir. Böylece kalkınma politikalarının oluşturulması/uygulanması çerçevesinde engelli bireylerin sürece katılması önemsenmiştir.

HASAN KAYA / Sancaktepe Kent Konsey Engelliler Meclisi Başkanı

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Dünya Bankası’nın (WB) 2011 yılında açıkladığı ve Şubat 2012’de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından Türkiye’de tanıtımı yapılan  “Dünya Engellilik Raporu”nda engellilik ile ilgili ortaya çarpıcı ve önemli sonuçlar çıkmıştır.

Dünya Sağlık Örgütü’nün daha önceki araştırmalarında dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 10’u engelli iken, 2011 Dünya Engellilik Raporu’na göre yüzde 15 olduğu varsayılmaktadır. 15 yaş ve üstü kişiler arasında engellilik ile yaşamak durumunda olan kişi sayısını Dünya Sağlık Araştırması (World Health Survey) 785 milyon (yüzde 15.6) olarak belirtirken, Küresel Hastalık Yükü (Global Burden of Disease) çalışması bu sayıyı yaklaşık 975 milyon (yüzde 19.2) olarak tahmin etmektedir. Yapılan araştırmalarda göstermiştir ki dünyada engelli insan sayısı artmaktadır.

Raporun giriş bölümünde, Profesör Stephen W. Hawking’s “Rapor, engelli insanların karşı karşıya kaldığı farklı davranışsal, fiziksel ve ekonomik engellere dikkat çekmektedir”  vurgusunu yaparak, engellilerin sorunlarının çözümünde önemli bir işlev göreceğini savunmaktadır.

Engelliler yük değil

Dünya Engellilik Raporu’nun önemi, yine Hawking’se göre, “Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme (Convention on the Rights of Persons with Disabilities)” çerçevesinde ilk dünya engellilik rapor olmasıdır.

Rapor’a göre, engelli bireyler, eğitim alanının dışında kalmakta, genel nüfusa göre daha düşük sağlıklı seviyede yaşamakta, işsiz kalma riskini daha yüksek yaşamakta ve daha az gelir elde etmekte bu gibi nedenlerden dolayı da daha fazla yoksulluk seviyesinde yaşamaktadır. Dünya Sağlık Araştırması sonuçlarına göre, engellilik düşük gelirli ülkelerde yüksek gelirli ülkelere göre daha yaygındır.

Raporun “Önsöz” bölümünde, Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktör Dr. Margaret Chan ve Dünya Bankası Grubu Başkan’ı Robert B. Zoellick’in, “Dünya çapında, engelli olmayan insanlara kıyasla engelli insanlar daha kötü sağlık durumuna, daha düşük eğitim başarısı ve iktisadi katılıma ve daha yüksek yoksulluk oranlarına sahiptir” değerlendirmesinde bulunmaları, engellilerin yaşadıkları olumsuzlukları kabul etmeleri ve bunu resmi bir belge içerisinde ifade etmeleri, yeni engellilik politikaları açısından önemlidir.

Rapor, eğitim, sağlık, ekonomik, erişim gibi, birçok konuya dikkat çekmekte, engellilerin uğramış oldukları ayrımcılığa vurgu yaparak çözüm önerilerin de bulunmaktadır. ‘Daha az ekonomik katılım’, ‘Daha kötü sağlık’, ‘Daha düşük eğitim’, ‘Daha yüksek yoksulluk’ gibi, “Daha” kelimesini kullanarak engellilerin yaşadıkları sorunların altını güçlü bir ifade ile çizmektedir.

“Engellilik karmaşıktır ve engellilik ile bağlantılı dezavantajların üstesinden gelen müdahaleler çoklu ve sistemiktir – bağlamına göre değişiklik gösterir”, diyerek. Engellilere yönelik alınacak ve uygulanacak politikalarda engellilik çeşitliğinin göz önün de bulundurulması gerekliliğini önemsemektedir.

Raporun,  engelliğe getirmiş olduğu yeni yaklaşımdan biri de, engellilikten kaynaklı sorunların çözümünün bir insan hakları olduğunun yanı sıra “kalkınma”  öncelikli olduğunun da altını çizmesidir. Böylece kalkınma politikalarının oluşturulması/uygulanması çerçevesinde engelli bireylerin de göz önünde bulundurulması ve sürece katılması önemsenmektedir. Engelliler kalkınma önünde bir engel değil, kalkınmanın bir aktörü olarak görülmesi engellilere yönelik, “asalak”, ‘beleşçi’, ‘işe yaramaz’ gibi, “toplumsal engelli” bakışını da değiştirecektir. Bundan sonraki süreçte “engelli ve kalkınma” terimlerini çok sık duyacağız gibi görünmektedir.

Dünya Engellilik Raporu, engelli insanların ve bütün toplumun faydalanması adına; engelleri ortadan kaldıracak koşullar yaratmak, rehabilitasyon ve destek hizmetlerini geliştirmek, yeterli sosyal koruma sağlamak, kapsayıcı politikalar ve programlar oluşturmak, var olan ve yeni standartlar ile yasaları yürürlüğe sokmak için bütün ilgili paydaşlara -hükümetlere, sivil toplum örgütlerine ve engelli insanların örgütlerine- atılacak adımlar da herkese çok büyük görevler düştüğünün altını çizmekte. Ve engelli insanların;  hem uygulamada hem de karar alma sürecinde bu çabaların merkezin de olması gerektiğine güçlü bir vurgu yapmaktadır.

Kalplerin ve zihinlerin dönüşümü

Bütün bu olumlu gelişmelere ve söyleme rağmen, engelliler açısından her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söylemek/varsaymak mümkün gözükmemektedir. Engelliler bakımından her şeyin iyiye doğru evrilmesi için; karar alma ve uygulama merkezlerinin başında bulunanların, tüm bu söylenen ve yapılması istenenleri içselleştirmeleri gerekmektedir. Maalesef, ülkemizde engellilere yönelik uygulanan politikalar genellikle “hak” temelli değil “insaf” temelli şekillenmektedir.

Her zaman için; iyi yasaların, iyi bir şekilde uygulandığını söyleyemeyiz. Örnek olarak, 2005 yılında çıkarılan, 5378 Sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun’un, Geçici Madde 2– “Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmî yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlülerin erişebilirliğine uygun duruma getirilir”. Ve Geçici Madde 3’de,  belirttiği toplu taşıma hizmetlerinin engellilerin erişimine uygun hale getirilmesini hüküm altına almasına rağmen bu konuda ciddi ve hissedilebilir adımların ve denetimlerin yapıldığını söylemek zordur.   T. C. Anayasa’nın 10 maddesine engelliler ile ilgili pozitif ayrımcılık getirilmesi kısmi olsa da olumlu bir adım olarak görmek gerekir. Engellilerin ‘kapalı toplum’dan ‘açık toplum’a doğru yolculuğunda, İktidara, STK lara, Kamu Kurum ve Kuruluşlar ile Özel teşebbüse büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir.

Engellilere yönelik  ‘kalıp yargıların’ ortadan kaldırılması ve engelsiz, demokratik  açık toplum yaşam alanları için,  yasaların yanı sıra kalplerin ve zihinlerin de dönüştürülmesine gerek vardır. Hz Mevlâna, “Dünle gitti düne ait ne varsa cancağızım / Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”diyerek, ‘paradigma’ değişimini ne de güzel anlatmaktadır.