Sağlık

Çay içmek gibi kendi kültürümüze has özelliklerimizi yaşatmaya devam ediyor oluşumuz oldukça güzel ve faydalı bir hareket olsa da; çayla beraber sık tükettiğimiz şekerin insan sağlığına zararına dair yorumlar insanların çaydan soğumasına sebebiyet verebiliyor. Çayı şekersiz de içemeyen bu insanlar, şekeri bırakmak adına mecburen çay içmeyi de bırakıyorlar. Bunun yerine kahve gibi bol kafeinli ürünler tüketen insanlar da, uykusuz gecelere ve sağlıksız beslenmenin zararlarına maruz kalabiliyor.

Ancak geçtiğimiz günlerde haber ajanslarına düşen bir bilgiye göre, çaya attığımız şekerler insan sağlığına zararlı değilmiş. Atasözlerimiz arasında da yer alan, “üç beyaz” olarak adlandırdığımız un – tuz – şeker üçlüsünden şekerin zararsız çıkması herkesi şaşırtmış durumda. Yıllardır alışılagelen, şekerin zararlı olduğu algısı hemen değişecek gibi de durmuyor işin aslı. Florida Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmanın sonucuna göre nişasta bazlı şekerin (çaya katılan şeker) karaciğer yağlanması yapmadığı ortaya çıkmış. Araştırmayı gerçekleştiren ekip adına konuşan Dr. James Rippe, söz konusu araştırmayla ilgili makalesini de ‘Journal of Applied Physiology, Nutrition and Metabolism” dergisinde yayınlamış durumda.

Kış aylarında sofralarımızı süsleyen, salataların olmazsa olmazları arasında yer alan havuç; özellikle gözlerimiz için oldukça faydalıdır. Bünyesinde birbirinden farklı vitamin ve mineralleri barındıran havuç, aynı zamanda sıkılıp su haline getirildiği zaman da fayda göstermeye devam eder. Beslenme programı hazırlayan ve diyet yapmak isteyen kişilere yönergeler hazırlayan doktorlar, listelerin üst sıralarına havuç suyunu yazmaya başlamış durumdalar artık. Kış ayında giderek artan mikrop bulaşma tehlikesine karşı alınabilecek en kolay ve hızlı önlemlerden birisi halinde bulunan havuç suyu, gözlere faydalı geldiği gibi vücudun diğer organlarına da çeşitli faydalar sağlar.

Güzellikle ilgili çalışma yürüten doktorlar tarafından da yine hastalara tavsiye edilen bir ilaç olarak havuç suyunun ismini de anabiliriz. İçerdiği E vitamini sayesinde cildin gençleşmesi ve güzelleşmesini de sağlayan havuç suyu, ucuz ve kolay ulaşılabilir olması sebebiyle de tercih sebebidir. Tansiyon hastaları da yüksek tansiyonla müdahale etmek için havuç suyunu kullanabilirler. Ayrıca havuç suyunun kilo yapmadığını ve çok az miktarda kalori taşıdığını da ifade edebiliriz.

Roaccutane, Roche isimli ilaç firmasının geliştirdiği bir akne ilacıdır. Sivilcelerin ağırlığına göre 9 ay kadar bile sürebilen uzun bir tedavi süreci sonrasında vücudun sivilce üretme mekanizmasını devre dışı bırakarak, çoğunlukla kişinin bir daha ömrü boyunca sivilcelere maruz kalmamasını sağlayabilir. Ancak sanıldığının aksine oldukça ciddi yan etkileri olan bu sivilce ilacı mutlaka doktor tavsiyesiyle kullanılmalı. Aşağıda Roaccutane isimli ilacın ne derece başarılı sonuç verdiğini gösteren bir görsel bulunuyor.

Ancak daha önce de bahsettiğimiz gibi, ilacın yan etkileri ciddi ve tehlikeli. Karaciğer yağlanması, ciltte ve özellikle dudaklarda ciddi kuruluk, göz kuruluğu, yağ kaybı gibi bir çok yan etkisi var. Özellikle ilacı kullanmaya başlayan kişilerin saçları bile yağlanmıyor bir süre sonra. Vücut kuruyor. Bel ve sırt ağrıları meydana geliyor. Yine yüzde şişlik ve kızarıklık, baş ağrısı gibi etkileri de hastalar tarafından dile getiriliyor. İlaca başlamadan önce sivilcelerden kurtulmak için bu kadar yan etkiyi göze alıp alamadığınızı iyice tartmanız ve buna göre yol haritası çizmeniz gerekecek.

Diş ağrıları hayatımızı çekilmez kılabiliyorken, gelişen teknoloji sayesinde bu sıkıntımıza başarılı çözümler bulabiliyoruz. Kanal tedavisi de bu çözümlerden birisi olarak karşımıza çıkıyor. “Bitmiş” olarak tabir edeceğimiz derecede çürüyen dişlerin çekilmeden tedavi edilmesini sağlayan kanal tedavisi; çoğu hasta için korkutucu gözükse de etkili bir çözüm yoludur.

Peki kanal tedavisi nasıl yapılır? Çok merak edilen bir diğer soru olarak: Kanal tedavisi acıtır mı? Kanal tedavisi çürük dişinizin içinin oyularak çivi gibi bir maddenin yerleştirilmesi, daha sonra dolgu malzemesiyle dişin doldurulması işlemlerinden meydana gelir. Böylece çürük dişe çivi ile bir temel atılmış olunur, dolgu malzemesiyle de diş ovuğu doldurulur. Her diş işlemi gibi kanal tedavisinde de ufak tefek acılar hissedebilirsiniz. Çevrenize kanal tedavisinin acıtıp acıtmadığı ile ilgili soru sorduğunuzda kimileri acıttığını, kimileriyse hiç acıtmadığını söyleyecektir. Bu da acı hissetmenin biraz da psikolojik olduğunu gösteriyor. Eğer diş ağrılarınızdan kurtulmaya ve çürümüş dişinizi yeniden hayata döndürmeye kararlıysanız, gözünüzü yumup kanal tedavisi olmanızda fayda olacaktır. Şimdiden geçmiş olsun.

Hayatımızı devam ettirebilmek için besin tüketmeli, besin tüketebilmek için ise diş sağlığımıza özen göstermeliyiz. Fazla önem vermediğimiz ve günlük hayatın koşuşturmacası esnasında gereken titizlikle temizliğini sağlayamadığımız dişler; çürüdükleri zaman sadece ağzımızı değil, vücudumuzun diğer organlarını da olumsuz etkiliyor. Çürük diş yüzünden besinleri tam olarak çiğnemeden yutmaya başlamamız midemize zarar verebildiği gibi, fazla kilo almamıza ve besinlerden tam manasıyla yararlanmamıza da engel oluşturabilir. Ağrı yaparak tedavi gerekliliğinin sinyallerini veren dişler, mutlaka uzman doktorlar tarafından incelenmeli ve gereken müdahale yapılmalıdır. Ancak bu müdahale yapılana kadar diş ağrısını geçirebilmek için kullanabileceğiniz bir kaç etkili yöntem var.

Birincisi, tahmin edebileceğiniz üzere ağrı kesici kullanmak. Ayrıca dişiniz apse, yani iltihap yapmışsa antibiyotik almalısınız. Ağrı kesici olarak doktorunuzdan sağlam ve etkili bir ağrı kesici yazmasını talep edebilirsiniz. Herhangi bir sebepten dolayı doktora gidemiyor ve sorunu bitkisel yöntemlerle çözmek istiyorsanız; aktarlardan karanfil alıp ağrıyan dişinize bastırabilirsiniz. Karanfil uyuşturma özelliğiyle dişinizin ağrısını geçici olarak dindirecektir. Yine soğuk suyla çürük dişe kompres yaparak da dişi uyuşturabilmeniz mümkündür.