Engelli aracı devri ve satışı

%90 ve üzeri engelli olup ÖTV indiriminden faydalanarak araç alan engelliler bu araçların satışında çıkan sorunlara ve sorulara cevap vermek adına böyle bir makale hazırlamak istedik. Bu Makalede Engelli Araçların, Engelliden engelliye devir, engelliden normal şahsa devir, engellinin ölümü sonrası mirasçılarına devir gibi konuları başlıklar halinde size sunmaya çalışacağız.

Engelli Aracın Engelli Olmayan Birine Satışı ve Devri

ÖTV Tahsil Edilir….

Özel Tüketim Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendi gereğince, (II) sayılı listedeki kayıt ve tescile tabi mallardan, (yani ÖTV kanuna göre aldığınız)miras(veraset) yoluyla intikaller hariç olmak üzere, ilk iktisabı ÖTV’den istisna olarak gerçekleştirilenlerin, istisnadan yararlanamayan bir kişi veya kuruma devredilmesi halinde, bu devir sonrasında adına kayıt ve tescil işlemi yapılandan, ilk iktisaptaki matrah üzerinden, satış veya devir sonrası yeni kayıt ve tescil tarihindeki orana göre, bu tarihte tarh(hesaplanması) ve tahakkuku(borçlanması) yapılarak ÖTV tahsil edilir.

Özel Tüketim Vergisi Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi uyarınca istisna kapsamında iktisap edilenler hariç olmak üzere; ÖTV’den istisna olarak ilk iktisabı gerçekleştirilen bir taşıtın istisnadan yararlanamayanlara satış veya devri halinde, herhangi bir süre ile sınırlı olmaksızın Kanunun 15 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendi kapsamında ÖTV aranır.

Hurdaya Çıkmasında ÖTV Aranmaz…

İlk iktisabı ÖTV’den istisna olarak yapılan taşıtın deprem, heyelan, sel, yangın veya kaza sonucu kullanılamaz hâle gelmesi nedeniyle hurdaya çıkarılması ile taşıtın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine göre mükellefe iade edilmesi veya işlemden vazgeçilmesi halleri, istisnadan yararlanamayanlara satış veya devir olarak değerlendirilmez. Kayıt ve tescilden önce yapılan iadelerde, iadenin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılıp yapılmadığına bakılmaz. Hurdaya ayırma ve iade işlemlerinin Tebliğin (II/C/1.4) ve (IV/F/2.1) bölümleri doğrultusunda yapılmış olması gerektiği açıktır. Diğer taraftan, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 39 uncu maddesi kapsamında taşıtın, tekrar tescil edilmesine imkân bulunmayacak şekilde hurdaya ayrılması işleminde ÖTV aranılmadığı gibi, bu şekilde hurdaya ayrıldıktan sonra olduğu gibi ya da parçalar halinde satılmasında da ÖTV aranmaz.

Engelli Aracın 5 Yıl Dolmadan Satışı ve Devri

Özel Tüketim Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendi hükmü gereğince, (II) sayılı listedeki kayıt ve tescile tabi taşıtlardan ilk iktisabı Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi kapsamında yapılanların, istisnadan yararlananların ilk iktisap tarihinden itibaren beş yıl geçmeden istisnadan yararlanamayan kişi veya kurumlara satışı veya devrinde ÖTV aranır.

Süreci İçinde Başka Bir Engelliye Satışında Satan Kişi ÖTV Öder…

Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi kapsamında ilk iktisabı yapılmış taşıtın, daha önce aynı düzenlemeden yararlanmış olup, yararlanma tarihinden itibaren henüz beş yıllık süre geçmemiş bir malul veya engelliye satışı veya devri halinde mezkûr düzenleme kapsamında alıcı malul veya engelli tarafından kayıt ve tescilden önce ÖTV’nin beyanı ve ödenmesi gerekir.

Süre İçinde Mirasçılara kalan ve mirasçılar tarafından satılan araçlarda ÖTV Ödenir…

Ayrıca, söz konusu istisna kapsamında ilk iktisabı yapılan taşıtların, veraset yoluyla ÖTV uygulanmaksızın varislere intikal etmesi ve murisin istisnadan yararlandığı tarihten itibaren beş yıllık süre geçmeden varisler tarafından istisnadan yararlanamayanlara satışı veya devrinde de ÖTV aranır.

%90 Engel Raporu olmayana satışta ÖTV Ödenir…

Malul veya engelliler tarafından ÖTV’den istisna olarak ilk iktisabı yapılan taşıtın, Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi hükmünden yararlanabilecek durumdaki malul veya engelliye satış veya devrinde ÖTV aranmaz. Ancak, bu durumda da mezkûr düzenleme kapsamında aranan belgelerin ilgili vergi dairesine ibrazının gerektiği tabiidir. Bu kapsamda, engellilik oranı %90 ve üzerinde olanlar tarafından engellilik oranı %90’ın altında olanlara satışının/devrinin yapılması veya engellilik oranı %90’ın altında olanlar tarafından engellilik oranı %90 ve üzerinde olanlara satışının/devrinin yapılması taşıtın ÖTV’siz iktisabına engel teşkil etmez.

Engelli 5 Yıl Dolmadan Yeni ÖTV İndiriminden Yararlanamaz!

Kanunun 15 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendi kapsamında ÖTV’siz iktisabı yapılan taşıtın, iktisap tarihinden itibaren beş yıl içinde istisnadan yararlanamayanlara satış veya devrinde ÖTV aranır. Ayrıca, bu uygulama kapsamında, ÖTV’siz olarak taşıt iktisap eden malul veya engelliler, bu taşıtları iktisap tarihlerinden itibaren beş yıl geçmeden, tekrar bu düzenlemeden ve/veya Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi uygulamasından yararlanamaz.

Engelli Aracın 5 Yıl Dolduktan Sonra Satışı ve Miras

Özel Tüketim Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendi hükmü gereğince, (II) sayılı listedeki kayıt ve tescile tabi taşıtlardan Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi kapsamında ilk iktisabı yapılanların, ilk iktisap tarihinden itibaren beş yıl geçtikten sonra satışı veya devrinde ÖTV aranmaz.

Ayrıca, söz konusu istisna kapsamında ilk iktisabı yapılan taşıtların veraset yoluyla ÖTV uygulanmaksızın varislere intikal etmesi ve murisin istisnadan yararlandığı tarihten itibaren beş yıllık sürenin bitimine kadar varisler adına kayıt ve tescilli kalması koşuluyla satışı veya devrinde de ÖTV aranmaz.

Verginin Beyanı ve Ödenmesi

Özel Tüketim Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendi kapsamında ÖTV’nin arandığı durumlarda, ilk iktisabında ÖTV istisnası uygulanan taşıtın istisnadan yararlananlar dışındaki üçüncü şahıslar tarafından iktisabında, taşıtın istisnadan yararlanılan ilk iktisabındaki matrah ve istisnadan yararlanamayan üçüncü şahıslar adına kayıt ve tescil ettirildiği tarihteki oran üzerinden ÖTV beyan edilir ve ödenir. (Engelli Blog Yorumu : Yani ÖTV ödenmesi icap ettiği durumlarda, aracın ilk tescil ettirildiği tarihteki oran üzerinden ÖTV hesaplanır ve ödenir.)

Dolayısıyla, bu uygulama kapsamında vergileme, alıcının beyanname vermesi suretiyle yapılır. Söz konusu taşıtların, istisnadan yararlanamayan kişi veya kurumlarca iktisabından önce, alıcılar tarafından Gelir İdaresi Başkanlığı web adresindeki “Formlar ve Yayınlar / Beyanname Örnek Formları” bölümünde yer alan (2A) numaralı ÖTV Beyannamesi kâğıt ortamında düzenlenerek, bu işlemin yapıldığı yerde tek vergi dairesi varsa bu vergi dairesine, birden fazla vergi dairesi varsa motorlu taşıtlar vergisi ile görevli vergi dairesine verilir ve vergi aynı gün ödenir.

Engelli Kişinin Ölümü İle Engelli Aracın Mirasçılara Kalması

Özel Tüketim Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendi hükmü gereğince, ilk iktisabında istisna uygulanan kayıt ve tescile tabi taşıtların, veraset yoluyla intikallerinde ÖTV aranmaz. Dolayısıyla, taşıtın veraset yoluyla intikaline bağlı olarak müştereken bütün mirasçılar adına kayıt ve tescil edilmesi halinde, bu intikal işlemi nedeniyle ÖTV uygulanmaz.

Araç Dışında Miras Bırakılan başka mallar Varsa Ve Birden Fazla Mirasçının Olması

Ancak, muristen mirasçılara sadece bir taşıtın intikal etmiş olması, başka bir mal ve/veya hakkın intikal etmemiş olması halinde, taşıtın miras hisselerinin tek bir mirasçıya devredilmesi, devralan mirasçı açısından (kendi miras hissesine karşılık gelen kısmı hariç olmak üzere) “veraset yoluyla intikal” olarak değerlendirilmez. Bu şekilde bir ivaz karşılığında veya ivazsız (bağış, hibe, hediye vb.) olarak gerçekleşen devir işleminde Kanunun 15 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendi kapsamında ÖTV aranır. Bu kapsamda, söz konusu taşıtın ilk iktisap tarihinden itibaren beş yıl geçmeden istisnadan yararlanamayanlara devri halinde, taşıtın bu mirasçıya intikalinde vergilendirilmeyen kendi miras payına tekabül eden kısma ilişkin ÖTV’nin de beyan edilip ödeneceği açıktır.

Muristen mirasçılara intikal etmiş olan terekede söz konusu taşıtın yanı sıra başkaca mal ve/veya hakkın da bulunması halinde ise diğer mirasçıların, lehine taşıt üzerindeki mülkiyet hakkından ivazsız olarak feragatini gösteren belgenin ibrazı şartıyla istisnadan yararlanılmış olan taşıtın lehine feragat edilen mirasçıya intikali, “veraset yoluyla intikal” olarak değerlendirilir. Bununla birlikte, Kanunun 15 inci maddesinde yer alan söz konusu düzenleme, esas itibariyle veraset yoluyla intikal eden engelli taşıtının tüm mirasçılara intikaline ilişkin olup, taşıtın istisnadan yararlanamayan murisler arasında veya murisler tarafından istisnadan yararlanamayan üçüncü kişilere devrine ilişkin bir istisna sağlamadığından, terekede yer alan diğer mal ve/veya hakların değerinin taşıtın değeri ile mütenasip olması gerekmektedir. Aksi takdirde, diğer mirasçıların vereceği feragatnameye istinaden taşıtı devralan mirasçının taşıt üzerindeki kendi mülkiyet hakkına (miras payına) karşılık gelen kısmı hariç olmak üzere bu işlem “veraset yoluyla intikal” olarak değerlendirilmez. Örneğin, istisnadan faydalanılan taşıtın engellinin vefatı üzerine iki mirasçıya intikal etmesi ve mirasçılardan birinin taşıtı, diğerinin ise terekede taşıt dışındaki varlık olan beş adet cumhuriyet altınını alması ve bu hususta mirasçıların anlaşmaları durumunda, bahse konu cumhuriyet altınlarının toplam değeri taşıtın değeriyle mütenasip olmadığından, feragatname düzenlense dahi, terekede birden fazla mal ve/veya hak bulunması kapsamında ÖTV’siz işlem tesis edilmez.

Bu uygulamada, ÖTV’den müstesna olarak ilk iktisabı yapılan taşıt dışında herhangi bir mal ve/veya hakkın “birden fazla mal ve hak” kapsamında değerlendirilebilmesi için söz konusu mal ve/veya hakkın Veraset ve İntikal Vergisi Beyannamesine dahil edilmiş olması gerekmekte olup, mezkûr beyannameye dahil edilmeyenler “birden fazla mal ve/veya hak” kapsamında değerlendirilmez. Banka hesabında/hesaplarındaki paranın, taşıt dışındaki mal ve/veya hakların toplam değerinin tespitinde dikkate alınabilmesi için, muris adına açılmış olan hesap/hesaplarda ölüm tarihi itibariyle mevcut olması gerekir. Ayrıca, murisin ölümünü müteakip, mirasçılarının tamamının ya da bir kısmının sosyal güvenlik mevzuatı çerçevesinde, ilgili kurum veya kuruluşlardan alacağı maaş birden fazla mal ve/veya hak kapsamında, terekeye dâhil değildir.

Söz konusu şartlar dahilinde, istisnadan yararlanılan taşıtın varislerden birine intikalinde ÖTV aranmadığı gibi, lehine taşıt üzerindeki mülkiyet hakkından vazgeçilen mirasçının buna karşılık taşıt haricinde terekede yer alan diğer mal ve/veya haklardaki miras hissesinden diğer mirasçılar lehine vazgeçmesi de aranmaz. Ayrıca, bu kapsamda işlem tesisi için muristen mirasçılara intikal etmiş olan söz konusu taşıtın dışındaki diğer mal ve/veya haklarla ilgili olarak da aynı mirasçı lehine feragat edilmiş olması aranmaz. Ancak, istisna kapsamında iktisap edilen taşıtın varislere kalan hisselerinin tek bir mirasçıya ivazlı olarak devredilmesi halinde, devralan mirasçının taşıt üzerindeki kendi mülkiyet hakkına (miras payına) karşılık gelen kısmı hariç olmak üzere bu satış işlemi “veraset yoluyla intikal” olarak değerlendirilmez. Bu kapsamda, söz konusu taşıtın malul veya engelli tarafından ilk iktisap tarihinden itibaren beş yıl geçmeden istisnadan yararlanamayanlara devri halinde, taşıtın bu mirasçıya intikalinde vergilendirilmeyen kendi miras payına tekabül eden kısma ilişkin ÖTV’nin de beyan edilip ödeneceği açıktır.

Taşıtın miras hisselerinin tek bir mirasçıya devredilmesi ve bu mirasçının Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi uygulamasında aranan şartları ve nitelikleri haiz olması durumunda, terekenin birden fazla mal ve/veya haktan ibaret olup olmamasına bakılmaksızın, bu devir işlemi dolayısıyla ÖTV aranmaz. Bu durumda, malul veya engellinin Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi ile 15 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendi kapsamında maluliyet veya engellilik durumu nedeniyle ÖTV’siz olarak taşıt iktisap etmemiş olması veya iktisap tarihinden itibaren beş yıllık sürenin geçmiş olması gerektiği tabiidir.

Veraset yoluyla intikal kapsamında, kendisine taşıt veya taşıt üzerinde hisse intikal eden malul veya engelliler, Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi uygulamasından Tebliğin (II/C/1) bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde yararlanabilir.

Diğer mirasçıların tek bir mirasçı lehine taşıtla ilgili mülkiyet haklarından feragatini gösterir belgenin noter onaylı olması yeterlidir.

ÖTV’den istisna olarak ilk iktisabı yapılan taşıtın veraset yoluyla intikali sonrasında varisin de vefatı nedeniyle taşıtın ikinci kez veraset yoluyla intikalinde de yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde işlem tesis edilir.

Bu uygulama kapsamında verginin beyanı ve ödenmesine ilişkin yükümlülükler, adına kayıt ve tescil yapılan/yapılanlar tarafından yerine getirilir.

VERGİ ÖDEMEDEN ARABA ALMAK İÇİN % 90 ENGELLİ OLMAK YETERLİ Mİ?

Soru: Dedem 90 yaşında Yüzde 55 ağır özürlü olarak raporu var biz bu rapor üzerinden araç almak istiyoruz ama araç alınırsa aylık ödenen engelli parasının ödenmeyeceğini duyduk. Bu doğru mu acaba? Bir de bu raporla araç alınırken ne kadar bir fiyat uygunluğu olur yardımcı olursanız sevinirim.

SERKAN

Cevap: Engelli dedenize, Özel Tüketim Vergisi ödenmeden otomobil almak istediğiniz anlaşılıyor. Özel Tüketim vergisi istisnasından yararlanarak vergi ödemeden otomobil vb. araç almak için, en az yüzde 90 oranında engelli olmak gerekiyor. Yüzde 55 engel oranı ile dedenize ÖTV istisnasından yararlanarak otomobil alamazsınız.

Engelli hakkıyla emekli olmak için primi 3920 güne tamamlamalısınız

Soru: 15 Mart 1977 doğumluyum. Özel bir şirkette  engelli olarak çalışmaktayım. Yüzde 41 raporluyum. 1995 de sigorta girişim var.  1951 gün prim ödemem var. Vergi indiriminden faydalanmaktayım. Kaç günde ve ne zaman emekli olabilirim?

Ali CANDOĞAN

Cevap: 6 Ağustos 2003 tarihi itibariyle, 6 yıldan fazla 9 yıldan az süredir sigortalı olan vergi indirimi almış 3 ncü derece engelli olarak, emekli olmak için; 17 yıl sigortalılık süresi ve 3920 gün prim ödeme şartlarına tabisiniz.  1969 gün daha prim ödeyerek toplam priminizi 3920 güne tamamlayacağınız tarihte emekli olabilirsiniz.

Hakkınız zamanaşımına uğramış

Soru: 25 Nisan 1982 doğumlum. 1 Ekim 1998 de stajla sigortam açıldı. Yalnız prim yatmadı. İlk sigorta primi Ekim 2000 ayında yattı.  4100 gün primim var. Askerliğimi 2002- 2003 arasında 15 ay askerlik yaptım. Ne zaman emekli olabilirim? 1998 ile 2000 yılları arasında prim yatırabilir miyim? O ara sigortasız lokantalarda çalışmıştım?

YASİN

Cevap: Emekli olmak için; 7000 gün prim ödeme ve 60 yaş şartlarına tabisiniz. 2900 gün daha prim ödeyerek toplam priminizi 7000 güne tamamlamanız şartıyla, 60 yaşınızı dolduracağınız 25 Nisan 2042?de emekli olabilirsiniz. 1998-2000 arasını borçlanarak kazanamazsınız. Sigortasız çalıştığınız işten ayrıldığınız tarihten itibaren 5 yıl içinde hizmet tespit davası açabilirdiniz. Ancak, 5 yılı geçirdiğinizden hakkınız zamanaşımına uğramış.

Gelir ve aylıktan yüksek olanın tamamını düşük olanın yarısını alırsınız

Soru: 4 Ocak 1980 doğumluyum. Sigorta girişim 1996?da. 2009?da iş kazası geçirdim. Yüzde 45 raporum var. 3000 gün primim var. Şuan çalışıyorum. Ne zaman emekli olabilirim? Ayrıca devletten almış olduğum 380 TL sürekli iş göremezlik parası alıyorum. Emekli olduğumda bu para kesilir mi?

Akif KURT

Cevap: Vergi indirim hakkı alırsanız, 6 Ağustos 2003 itibariyle 6 yıldan fazla 9 yıldan az süredir sigortalı olan vergi indirim hakkı almış 3 ncü derece engelli olarak emekli olmak için; 17 yıl sigortalılık süresi ve 3920 gün prim ödeme şartlarına tabi olursunuz. 920 gün daha prim ödeyerek toplam priminizi 3920 güne tamamlayacağınız tarihte emekli olabilirsiniz. Emekli olduğunuzda almakta olduğunuz sürekli iş göremezlik geliri ile emekli aylığından yüksek olanın tamamını düşük olanın yarısını alırsınız.

Bir yıl isteğe bağlı prim ödemek Bağ-Kurdan emekli olmanızı gerektirmez

Soru:19 Ocak 1975 doğumluyum. İlk işe giriş tarihim 2 Ocak 1988 olup 3420 gün prim ödemem var. 1997 de evlilik dolayısı ile işten ayrıldım. İki çocuğum var. Doğum borçlanması yaptıktan sonrada  bir yıl açığım kalıyor. Acaba bu bir yılı isteğe bağlı ödesem Bağ-Kurlu sayılır mıyım? Ve ne zaman emekli olurum?

Remziye DAĞLI

Cevap: Emekli olmak için; 20 yıl sigortalılık süresi, 5225 gün prim ödeme ve 44 yaş şartlarına tabisiniz. İki doğum borçlanmasıyla 1440 gün kazandıktan sonra 386 gün daha prim ödeyerek toplam priminizi 5225 güne tamamlayacağınız tarihte emekli olabilirsiniz. İsteğe bağlı prim ödemesi Bağ-Kura sayılsa da, 365 gün primi isteğe bağlı ödemenizde sakınca yok.

İstediğiniz zaman emekli olabilirsiniz

Soru: 15 Mart 1966 doğumluyum. 5 Aralık 1986 tarihinde askerlik hizmetini 18 ay yaptım. 1 Ocak 1989 tarihinde Bağ-Kurlu olarak 9 ay ticari Faaliyet yürüttüm. 1 Şubat 1990 tarihinden beri resmi Kurumda çalışıyorum. Ne zaman emekli olabilirim?

Ali Haydar DEMİR

Cevap: Sorunuzu kamu kurumunda SSK?lı olarak çalıştığınız varsayımına göre cevaplandırıyoruz. Emekli olmak için; 25 yıl sigortalılık süresi, 5300 gün prim ödeme ve 49 yaş şartlarına tabisiniz. Aranan şartları sağladığınızdan istediğiniz zaman emekli olabilirsiniz.

Kaynak: Engelliler.gen.tr

Malulen Emeklilikte İlk İşe Giriş Tarihine Dikkat !

İlk kez çalışmaya başladığı tarihten sonra belirli hastalık halleri sonucunda kişinin çalışma gücünde bir kayıp meydana gelmişse maluliyet ortaya çıkar. Malul kalan ve bu nedenle çalışma gücünü kısmen veya tamamen yitiren sigortalıların gelir kayıplarını telafi etme amacıyla da malullük sigorta kolu kurulmuştur. Maluliyet sebebiyle kendisine aylık bağlananların sayısı ülkemizde 118 bin kişiye ulaşmış durumda.

AIDS de malulluk sayılır

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne göre; nöroloji, psikiyatri, göz hastalıkları, kulak burun boğaz hastalıkları, onkoloji, hematoloji, ortopedi ve travmatoloji, romatoloji, gastroenteroloji ve hepatoloji, dermatoloji, kardiyoloji, damar hastalıkları, genitoüriner sistem hastalıkları, endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları, solunum sistemi hastalıkları ve aids malullük için geçerli hastalıklar olarak belirlenmiştir.

Bu hastalıklar neticesinde çalışma gücünde en az yüzde 60 oranında kayıp meydana gelmişse erken emekli olma hakkı ortaya çıkar. Yüzde 60 kayıp yoksa malullük aylığı alamaz.

Yaşlılıktan ileri gelen hastalıklar maluliyet tespitinde esas alınmaz. Nadir hastalıklar, toplumun küçük bir bölümünü etkileyen hastalıklardır. 7 bin kadar farklı nadir hastalık vardır. Yüzde 80’i genetiktir. Bu hastalıklara yakalanan kişiler de malul sayılabilir.

İşe giriş tarihi önemli

Malulen emeklilikte en kritik konu ilk kez işe girilen tarihten sonra çalışma gücünde kaybın ortaya çıkmasıdır. Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce sigortalının çalışma gücünün en az yüzde 60’ını kaybettiği önceden veya sonradan tespit edilirse sigortalı bu hastalık veya engeli sebebiyle malullük aylığından faydalanamaz.

Bu kuralda, nadir görülen hastalıklar için ayrı bir düzenlemeye, bu hastalıkların envanterine ihtiyaç bulunmaktadır.

Sigortalıların çalışma gücünün en az yüzde 60’ını kaybedip kaybetmediklerinin tespitinde yönetmelikte belirtilen hastalıklar esas alınıyor. Maluliyet tespitinde esas alınacak sağlık kurulu raporlarını düzenlemeye; Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, Devlet üniversite hastaneleri, Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı eğitim ve araştırma hastaneleri yetkilidir.

1800 gün prim koşulu var

Sigortalıya malullük aylığı bağlanabilmesi için sigortalının; malul sayılması, en az on yıldan beri sigortalı olup, toplamda 1800 gün priminin olması gerekiyor. Eğer kişi başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul sayılmışsa, bu sefer 10 yıl sigortalılık aranmıyor, sadece 1800 gün priminin olması malullük aylığı için yeterli oluyor.

Pek çok sigortalı hastalığının ne kadar bir kayba neden olduğunu bilmiyor. Böyle durumda sigortalı SGK’ya başvurarak kendisini sağlık kurulu raporu almak için sevk ettirmeli. 1800 gün ödenmiş primi varsa SGK maluliyet tespiti için sigortalıyı hastaneye sevk etmektedir. Sağlık Kurulu’nun düzenlediği raporda çalışma gücünde en az yüzde 60 kayıp ve ‘başka birisinin sürekli bakımına muhtaç’ ibaresi yer alıyorsa bu durumda 10 yıllık sigortalılık şartı aranmaksızın sigortalı malullük aylığına hak kazanır. Genel sağlık sigortası ve başka prim borcu varsa Bağ-Kur’lulara malullük aylığı bağlanmıyor. Cem KILIÇ

Engel Oranı Emekli Aylığını Etkiler mi?

10 Ağustos 1995’te sigorta (4/a) girişim oldu. Daha sonra 1998 yılında Bağ-Kur (4/b)’li olarak sigortamı devam ettirdim. 2015 Mart ayı itibari ile tekrar sigortaya girdim. Arkadaşlarım 5510 sayılı Kanuna göre erken emeklilik hakkımın olduğunu söylediler. Başvurularımı gerekli yerlere yaptım, yüzde 46 oranla emeklilik hakkımın onaylandığını öğrendim. Emekli maaşım 20 yıl 4 ay gibi bir süreden mi yoksa engel oranıma göre mi hesaplanacak? Cenk Taş

Emekli aylığınız 2000 öncesi, 2000-Ekim 2008 dönemi ve Ekim 2008 sonrası prim gün sayılarınız için hesaplanacak üç ayrı kısmi aylığın toplamından oluşacak. Kısmi aylıklarınızın hesabında da söz konusu dönemlere ilişkin prime esas kazanç ortalamalarınız ile aylık bağlama oranlarınız esas alınacak. Ekim 2008 öncesi kısmi aylıklarınızın hesabında esas alınacak aylık bağlama oranları fiili prim gün sayınıza göre, Ekim 2008 sonrası kısmi aylığınızın hesabında esas alınacak aylık bağlama oranınız ise çalışma gücü kayıp oranınızın 9000 gün prim ödeme gün sayısı ile çarpımı sonucu bulunan rakamın yüzde 60’a bölünmesi suretiyle bulunan gün sayısı üzerinden hesaplanacak.

“Kıdem tazminatı alabilir” yazısıyla tazminat alabilirdiniz

2013’te bir günlük işe gidemeyişim nedeniyle, telefonla haber vermeme rağmen başka yere gönderilmek istendim. Raporlar alarak gitmedim uzattım ama sonunda 6 yıllık emeğimi tazminat almadan bıraktım, istifa ettim. SSK başlangıcım 1987 Mart. Ben 2013 yılında tazminat alabilir miydim? Ülkü Karamut

Sigortalılık süreniz 15 yıldan fazlaymış. Prim gününüz de 3600 gün ve üzerinde idiyse SGK’dan alacağınız “kıdem tazminatı alabilir” yazısını işverene ibraz ederek işten ayrılmış olsaydınız, kıdem tazminatına hak kazanırdınız. Ancak istifa ederek işten ayrıldığınızdan maalesef kıdem tazminatına hak kazanamamışsınız.

Ev hizmetlerinde çalışan SSK emeklisinin durumu 

Bakıcı kadınım SSK emeklisi. SSK emeklileri çalışınca destek primi ödüyor. Ben ne yapacağım, ne ödeyeceğim? Aslı Dağlı

Ev hizmetlerinde veya hasta ya da yaşlı bakıcısı olarak çalışan SSK emeklisi için, ay içinde 10 günden az çalışıyorsa yine emekli olmayanlar gibi “Ev Hizmetlerinde 10 Günden Az Sigortalı Çalıştıracaklara İlişkin Başvuru Formu” verilip, çalıştığı günler için günlük asgari ücretin yüzde 2’si kadar iş kazası ve meslek hastalıkları sigortası primi ödenecek.

10 gün ve daha fazla çalışıyorsa, yine emekli olmayanlar gibi “Ev Hizmetlerinde 10 Gün ve Daha Fazla Çalıştırılacaklara İlişkin Bildirge” verilip, emekli aylığını almaya devam etmek istiyorsa, bildirimde devam etmek istediği sigorta kolu olarak “sosyal güvenlik destek primi” seçeneği tercih edilecek (işaretlenecek). Çalıştığı her gün için prime esas günlük kazancının yüzde 32’si kadar sosyal güvenlik destek primi ödenecek.

Aylık Bağlama Oranı Engelli Emekliliğini Etkiler mi?

SSK OLANLARDA AYLIK BAĞLAMA ORANLARININ TESPİT EDİLMESİ

2000 Öncesi Sigortalı olanlarda ABO %60’dan az olmaz.Bu oran da %85 geçmez.

ABO 9475 göstergede Alt sınır Aylığı koruması olduğundan %70 az ABO olmaz.

2000-2008 Eylül kadar yaşlılık aylıklarında ABO %60 az olmaz

2008 Ekim sonrasında ise;

(5510, geçici m.10/IV) ABO %30 Az olmaz.

EKİM 2008 SONRA İLK DEFA İŞÇİ-İŞVEREN-KAMU GÖREVLİSİ OLAN ENGELLİ İÇİN ABO AYLIK BAĞLANMA ŞARTI

4 (a) sigortalıları için hesaplanacak aylık bağlama oranı, prim ödeme gün sayısı 7200 günden az olanlar için çalışma gücü kayıp oranının 7200 gün prim ödeme gün sayısı ile çarpımı sonucu bulunan rakamın % 60’a bölünmesi suretiyle hesaplanan gün sayısına göre (Çalışma gücü kaybı oranı x 7200 / % 60 = ABO’ya esas prim gün sayısı), % 40’ı geçmemek üzere,

4 (b/c) sigortalıları için hesaplanacak aylık bağlama oranı, prim ödeme gün sayısı 9000 günden az olanlar için çalışma gücü kayıp oranının 9000 gün prim ödeme gün sayısı ile çarpımı sonucu bulunan rakamın % 60’a bölünmesi suretiyle hesaplanan gün sayısına göre (Çalışma gücü kaybı oranı x 9000 / % 60 = ABO’ya esas prim gün sayısı), % 50’yi geçmemek üzere,

tespit edilir.

Prim ödeme gün sayısı 4 (a) sigortalıları için 7200, 4 (b) sigortalıları için 9000 günden fazla olanlar için ise toplam prim ödeme gün sayısına göre aylık bağlama oranı belirlenir.

ÖRNEK:

İlk defa 4 (a) kapsamında çalışmaya başladığı tarihte malul olan ve çalışma gücü kaybı oranı %70 olarak tespit edilen sigortalının tahsis talep tarihinde prim ödeme gün sayısı 3700’dür. Sigortalının prim gün sayısı 7200 günden az olduğundan,

ABO’ ya esas prim gün sayısı: Çalışma gücü kaybı oranı x 7200 / % 60

:%70 x 7200/ %60 = 8400

ABO : 8400/360 x 2 = 46,66 (5510 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince %40 ı geçemeyeceğinden, ABO % 40 olarak uygulanır.)

-Ortalama aylık kazanç ile aylık bağlama oranının çarpılmasıyla sigortalının tahsis talep yılına ait Ocak aylığı bulunur.

Aylık = Ortalama Aylık Kazanç x  Aylık Bağlama Oranı

– Hesaplanan yaşlılık aylığı; sigortalının  çalışma süreleri için prime esas günlük kazanç alt sınırları dikkate alınarak, talep yılına ait Ocak ayı itibariyle belirlenen ortalama aylık kazancının % 35’inden, sigortalının talep tarihinde bakmakla yükümlü olduğu eşi veya çocuğu varsa % 40’ından  az olamaz.

 

– Hesaplanan aylık, tahsis talep yılına ait Ocak aylığı olup, aylığın başlangıç tarihi yılın ilk altı aylık döneminde ise Ocak ödeme dönemi için aylıklara uygulanan artış oranı kadar, yılın ikinci altı aylık dönemde ise öncelikle Ocak ödeme dönemi, daha sonra Temmuz ödeme dönemi için aylıklara uygulanan artış oranları kadar artırılarak, sigortalının aylık başlangıç tarihindeki aylığı hesaplanır.

Vedat İLKİ

Kaynakca: Engelliler.gen.tr