Özürlülere İndirimli Emlak Vergisi Uygulaması.!

200 metre kareyi geçmeyen tek evi olan özürlüler, halen bina vergisinde sıfır orana tabi tutuluyor. Özürlüler, emlak vergisinde indirimli oran uygulamasından yararlanabilmek için de bir dilekçe, bir form ve tam teşekküllü devlet hastanesinden alınan sağlık kurulu raporu ile belediyelere başvuruda bulunuyor.

Taslakta dilekçe ve form birleştirilerek, belge sayısı azaltılıyor.

Yeni düzenleme ile, özürlü kimlik kartı olanların, sağlık kurulu raporu olmadan, sıfır oranlı bina vergisi uygulamasından yararlanmalarına imkan tanınıyor.

Taslağa göre, bu durumdaki mükellefler, Özürlülere Ait İndirimli Bina Vergisi Formuna, özürlü kimlik kartı fotokopisini eklemek suretiyle indirimli oran uygulamasından yararlanabilecek.

Özürlü kimlik kartı sahibi olmayan mükellefler ise sağlık kurulu raporunun aslını veya onaylı örneğini şimdi olduğu gibi yeni dönemde de belediye görevlisine ibraz edecek. Ancak, şimdiki uygulamadan farklı olarak, her yıl belediyelere sağlık raporu verilmeyecek. Özür durumu devam ettiği sürece, daha önce verilen rapor, geçerliliğini koruyacak.

Patlayan Bomba ve Başka Bir Dünya.!

Daha bir ay bile olmadı.!

Etiler’de bir bomba patladı ve Ayten Bal patlayan bombalı saldırıdan bacağını kaybetti.

Farklı hayata her zaman olumlu yönden bakan biri olmasından olsa gerek, durumu kabullenmekte zorlanmamış. Yaşamın her şeye rağmen güzelliğini fark etmiş. Ne güzel bu kadar kısa zamanda hayata adapte olabilmek.. Benim 8 yılıma mal olmuştu bu durumu kabul etmek, tebrikler Ayten.!

Hatta “Ben de artık engelliyim. Engellilerin de neler yaşadıklarını anlayabiliyorum. Hayata küsmek yok. Kısa zamanda eskisi gibi olacağım. Aradaki farkı kimse anlayamayacak bile!..” diyebilecek kadar yürekli..

Ayten Bal, yeni bir hayata sahip artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak fakat o bu yeni duruma kısa zamanda adapte olup hayatta olmasının tadını çıkartmayı bilecek kadar olumlu bakış açısına sahip (!)

Hastanedeki yatağında yatarken “her şey eskisi gibi olacak.!” sanmak öyle düşünmek güzel..

Fakat yaşayan bizler biliyoruz..

Artık merdivenler, yüksek kaldırımlar, toplu taşım araçları ve bazı insanların bakışı değişecek..

Herkes anlayışlı değil, bazı kişilerin bakış açısında olumsuzluk hissedebilir, hatta hoş olmayan olaylar da yaşayabilir.

…ama olsun her şeye rağmen duyarlı, farklılıkların farkında, yardım sever, düşünceli insanlar var.. bize onlarda yeter.!

Mimari sorunlar ve ulaşım sorunları nasıl aşılır.?

…Özel tertibatlı bir otomobil alınabilirse ulaşım da sorun olmaz. Ama tabi alamayan engelli arkadaşlar ne yapacak diye düşünüyoruz (?) Onlarda evlerinde mi kalsalar, dışarıya çıkmasalar mı.? Toplu taşıma araçlarının birçoğu engellilere hala uygun değil.! Hala istenildiği düzeye gelmedi ama umudumuz var bir gün her şey düzelecek. Birçoğumuz belki göremeyecek ama gelecek daha müreffeh bir dünyada yaşayacak.

Mimari engelleri de yaşadığımız çevrelerde düzeltilmesi için uğraşmaya devam, “mimarisi bozuk mu değil mi.?” diye önceden arayıp bilgi alıp ona göre gidip gitmemeye karar verilebilir. Ya da bazı engelli arkadaşlarımızın yaptığı gibi çevre daraltılabilir. Öyle her yere gidilmez.. Mimarisi düzgün yerler seçilir ve artık hep oralara gidilir. Böylece engeller ile karşılaşılmaz ve insan kendini engelli hissetmez (!)

Daha çok şey var bu konuda yazılacak ama şu anda umut dolu yazılar yazmalı.. Güzelliklerden bahsetmeli.. Örneğin yaz geldi, güneş tepede ihtişamını gösterdi. Çimenlere uzanıp şöyle koklamalı doğayı sonra gökyüzündeki kuşlara bakıp “onların yerinde olmak ne güzeldir.!” diye düşünmeli.. Oyun parkında koşuşan çocuklara bakıp gülümsemeli, “hayat her şeye rağmen seni seviyorum” demeli.. Hatta bize bu ince farklılıkları yaşatan engelimizi sevmeli..

Engelimi seviyorum (!)

Selma Gürbey