Erkekler de osteoporoz ( Kemik erimesi ) Taraması yaptırmalı mıdır?

Osteoporoz, ortalama hayat süresinin uzaması ve ihtiyar nüfusun artmasıyla, zamanımızda en sıkça görülmekte olan hastalıklardan birisi durumunu aldı. Uzmanlar, 65 yaş ve üstündeki bütün kadınların osteoporoz taraması yaptırmalarını önerirken erkeklerin bu taramayı yaptırıp yaptırmaması gerektiğiyle alakalı rastgele bir resmi kılavuz bulunmamakta. Amerikan uzmanların yaptığı inceleme, bir takım erkeklerin de bu taramadan geçmesi lazım olduğunu meydana çıkarıyor. Özel bsk eskişehir anadolu hastanesi fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı dr. Yıldıray tabak, mevzuyla alakalı bilgi verdi.

Yapılan çalışmalar; 50 yaş üstündeki her 3 kadından 1`inin ve her 5 erkekten 1`inin, yaşamının bir devresinde kırık yaşayacağını gösterirken, uzmanlar en iyi tedavinin korunma olduğunun önemini belirtiyor. Uzmanlar, 65 yaşın üzerindeki bütün kadınların osteoporoz ( Kemik erimesi ) Taramasında geçmesi lazım olduğunu bildiriyor. Buna ek olarak, 65 yaşının altında olmasına karşın ek osteoporoz ( Kemik erimesi ) Risk faktörlerine sahip ( Kortikosteroid kullanımı ya da ailesel osteoporoz hikâyesi ) Ya da yakın tarihte kemik kırığı yaşamış bulunan postmenopozal bayanlarında tarama yaptırması icap ediyor.

Öte yandan erkeklerde osteoporoz ( Kemik erimesi ) Taramasının ne zaman yapılacağını bildiren herhangi resmi bir bilgi bulunmamakta. Uzmanlar, bir takım yaştaki baylarda rutin osteoporoz ( Kemik erimesi ) Taraması yapılmasını öneriyor.

Osteoporozun ( Kemik erimesi ) Rutin test ve tedavisi belli başlı ihtiyar erkekler için icap ediyor.

Mevzuyla alakalı inceleme yapan uzmanlar, en yüksek osteoporoz ( Kemik erimesi ) Riskine sahip erkek grubu bulunan 65 yaşının üstündeki erkeklerde kalça kırığı riskini tahmin etmek için bir pc programı kullandılar. Araştırmalarda, bu erkeklerde osteoporoz ( Kemik erimesi ) Kırığıyla beraberlik sergileyen düşük verimlilik gibi dolaylı ve doğrudan tıbbi maliyetleri de hesapladılar.

inceleme neticesinde uzmanlar, zamanından önce dönemde kırık olması durumunda 65 yaş üstündeki erkeklerde rutin kemik mineral yoğunluğu testinin yapılmasının ve kırık hikayesi dikkate alınmadan 80 yaşının üstündeki erkeklerin rutin teste alınmasının gerekmekte olduğunu belirlediler.

Günümüzde ihtiyar erkekler için rutin osteporoz ( Kemik erimesi ) Taraması önerilmiyor. Yalnız osteoporoz ( Kemik erimesi ) Risk faktörlerini taşıyorsanız ( Uzun müddetli steroid tedavisi; Böbrekler, akciğerler, mide ya da bağırsakları etkileyen ve hormon seviyelerini değiştiren müzmin hastalık; Düşük testosteron düzeyi; Sigara; çok fazla alkol alımı, yetersiz kalsiyum tüketimi ya da yetersiz fiziki egzersiz ) Kemik mineral yoğunluğu testi için aday olup olmadığınız ve osteoporozun ( Kemik erimesi ) önlenmesi ya da tedavisi için ilaç alarak almamanız lazım olduğunu doktorunuzla konuşmanız öneriliyor.
kaynak:sağlıkaktuel

Laptop kullanırken dikkat!

Uzmanlar laptop kullanırken dikkat etmek icap ettiği hususunda uyarıda bulunuyorlar. Neden mi? Çünkü laptop kullanımı kas – iskelet sistemi sorunlarına yol açabiliyor.

Pc kullanırken kas-iskelet sistemiyle ilişkili sorunların sık görülmesinin nedenlerini 4 ana başlıkta ele almak mümkün: kötü duruş; Ergonomik olmayan bir yerde çalışmak; Egzersiz için kısa dinlenme araları vermemek; Psikolojik ve fiziki stresler.

Dizüstü pc kullanımına bağlı meydana gelen kas-iskelet sistemi sorunlarının göstergeleri nelerdir?
Dr. Demet parlar: pc başındaki kötü duruş omurga eklemlerinde ve eklem çevresi kaslarında gerginlik ve yorgunluk yaparak, boyun, sırt ve bel sancılarına yol açabiliyor. Klavye ve fareyi ( Mouse ) Yanlış kullanmak ise omuz, kol, el bilek sancılarına, hususiyetle el bilek kanalında sinir sıkışmasına, ellerde uyuşma, karıncalanmalara, bazen da omuz ve el bilek çevresi kaslarının kirişinde tendinit, tenosinovit söylediğimiz sancılı şişmelere sebep olabilmektedir. Boyun ve omuzdaki gerginliğin stres ve soğuk gibi çevresel faktörlerle birleşmesi neticesinde ise baş ağrımaları oluşabilir. Özetle bu hastalıkların göstergeleri; Kaslar ya da eklemlerde ağrı ve gerginlik, etkilenen bölgede zonklama duyguyu, kollar ve ellerde uyuşma, hissizlik, karıncalanma, ellerde zor ve duyu kaybı, boyun ve omuz kuşağı kaslarındaki gerginlik olarak ortaya çıkar. Bu belirtilerin hepsi hep birlikte görülmeyebilir. Kimi zaman ağrı veya karıncalanma ve hissizlik ön planda olabilir. Ağrı il başta akşama doğru artan, iş bitiminde istirahat ile azalmakta olan koşulda haftalarca sürebilir. Gereken tedbirler alınmazsa, devamlı ve şiddetli bir ağrıya dönüşebilir. İleri devrelerde ise ağrı, uyku kalitesini bozabilir.

Dizüstü pc kullanırken ne gibi şeylere dikkat etmeliyiz?
Dr. D. P. : pc kullanırken uzun müddet kötü pozisyonda oturma ve tekrarlayıcı hareketler yapma riski çok yüksektir. Buna ilave olarak dizüstü pc, kucağa alınıp veya ortamda yüzükoyun yatarak hususiyetle bel, boyun eklem ve kaslarının zorlanmasına neden olacak biçimde kullanılıyorsa kas ve iskelet sistemi büyük tehlike altındadır anlamına gelir.

Bu konuda 3 nokta çok değer kazanır: sıhhatli duruş; Klavye ve fare kullanırken omuz, el bileği ve parmak eklemlerini tekrarlayıcı ve zorlayıcı hareketlerden korumak ve desteklemek; çalışırken ufak molalar verip eklem ve kasları esnetmeye, rahatlatmaya istinaden egzersizler yapmak.

“düzgün/sağlıklı duruş” ne anlamına gelir?
Dr. D. P. : intizamlı duruş veya sıhhatli duruşu basitçe, yandan bakılmış olduğunda kulaktan aşağı inen hayali eksenin omuzdan, kalçadan ve ayak bileğinden geçmesiyle doğrulanan; Başın dik, çene ve omuzların geride, göğüslerin ilerde, karnın içeri çekili olduğu duruş olarak tanımlanabilir. Bu duruş, bedenimiz için en ekonomik, kısacası kasların en az kasıldığı ve en az yorulduğu, başta omurga eklemleri olmak üzere eklemlerin en az zorlandığı duruştur. Buna ek olarak pc kullanırken kolların ve el bileğinin yere paralel durması, boyun ve omuz kuşağı kaslarının, omuz ve el bilek eklemlerinin zorlanmaması için oldukça mühimdir.

Klavyve ve fare kullanırken ne gibi şeylere dikkat etmek lazımdır?
Dr. D. P. : kollar ve el bileği yere paralel durmalı, el bileği açı yapmamalı, sağa sola doğru bileği çevirme hareketleri yapılmamalıdır. Fare kullanılırken bilek masaya dayanmamalı, çok gerekli olursa bilek destekli “mausepad” kullanılmalıdır. Fareden çok, kısa gönderir kullanılarak klavye seçilmelidir.

Pc kullanırken egzersizler ne aralıklarla ve nasıl yapılıyor?
Dr. D. P. : pc kullanılırken kısa-uzun aralar vermek ve egzersiz yapmak koruyucu tedbirlerinin başında gelmekle beraber artık ara vermek lazım olduğunu hatırlatan pc programları dahi vardır. Program sayesiyle pc, ne zaman mola verilip, hangi egzersizlerin yapılması gerekli olduğunu hatırlatıyor. Kısa aralar saat başı verilmeli esneme/germe egzersizleri yapılmalı, uzun aralarda ise imkanı varsa dışarı çıkılarak yürüyüş yapılmalıdır.

Pc kullanırken intizamlı duruşu mümkün kılmak İçin
– masanızın yüksekliği, dik durulduğunda kolların yere paralel durmasını sağlamalıdır.

– İskemlenin bel ve sırt desteği olmalı, yüksekliği diz ve kalçanın 90 seviyede durmasını, ayakların yere tam basmasını temin edecek kadar olmalıdır. ( çok gerekli olursa ayakların alt tarafına ufak bir yükselti konarak bu sağlanabilir. )

– sandalyenin kol destekleri/kolçakları kolların yere paralel durmasına izin verecek yükseklikte olmalıdır.

– pc’nin tam karşınızda durulmalı ve monitörün yüksekliği göz seviyesinde olmalıdır. Kısacası başın öne ya da yukarı eğilmesine gerek duyulmamalıdır.

– kısa molalar verilip germe/esneme egzersizleri yapılmalı, hususiyetle sırt, boyun ve kol kaslarında yorgunluk ve ağrı hissedildiğinde kesinlikle işe ara verip egzersizler tekrarlanmalı.
kaynak:sağlıkaktuel

Bitmeyen yorgunluğun sebebi

Fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı dr. Gamze yılmaz, yorgunluk, bedende yaygınlaşmış ağrı, sabah tutukluğunun kas iskelet sistemi rahatsızlığı fibromiyalji habercisi olacağını ifade etti.

Dr. Gamze yılmaz, “fibromiyalji tüm vücutta yaygın ağrı, yorgunluk, ağrılı noktalar ve sabah tutukluğu ile karakterize kas iskelet sistemi hastalığıdır. hastalık sıklığı yüzde 1-2 olup yaşla artar. hastaların yüzde 60-90 ‘ı kadındır ve ortalama hastalık yaşı 30-60 arasında değişir” diye söyledi. Rahatsızlığın nedeninin tamamen bilinmediğini ortaya koyan yılmaz, “yapılan çalışmalarda geçirilen grip benzeri viral enfeksiyonlar, trafik kazası gibi fiziksel ve duygusal travmalar sonrasında veya bazı ilaçların, özellikle kortizonlu ilaçların kesilmesi sonrasında hastalık sıklığının arttığı görülmüştür” şeklinde söyledi.

Hastalığa yakalanan şahısların umumiyetle yaygınlaşmış vücut ağrısı şikayetiyle doktora başvurduklarını anlatan yılmaz, “ağrıyan bölgeyi tam olarak tayin edemezler. ağır hava değişiklikleri, kişinin moral durumu, fiziksel veya duygusal stresler, uyku süresi veya kalitesinden etkilenir. ağrıdan sonra en sık görülen diğer semptom yorgunluktur. uyku değişiklikleri ağrıyı etkileyen bir faktör olmasının yanında fibromiyalji sendromunun da bir parçasıdır. Özellikle uykuya dalmada ve devamlılığında güçlük görülür. hastalar sabah kalktıklarında dinlenemediklerinden yakınırlar. sık olmamakla beraber kronik baş ağrısı, bağırsak sistemi bozuklukları, fizik muayene bulgusu uyuşma, 30 dakikayı aşmayan sabah tutukluğu, depresyon görülebilir ‘ ‘ dedi.

” fibromiyalji tanısında en az 3 aydır devam eden yaygınlaşmış vücut ağrısı, vücudun her 2 beraberinde, belin altı ve üzerinde olacak biçimde yaygınlaşmış ağrı, omurga ağrısı ( Boyun, göğüs ön bölümü, sırt ya da bel ) , parmak basmak ile 18 sancılı noktanın 11’inde hassasiyet olarak bulunması gerekir”diyen yılmaz, tedavisiyle alakalı ise şöyle konuştu:
Rahatsızlığın kesin tedavisi yoktur, yalnız tatbik edilen tedavi şekilleri ile hastalar ağrıyı daha az algılar ve hayat kalitelerini yükseltirler. Rahatsızlığın iyileştirilmesinde ilk başta hasta eğitimi mühimdir. Rahatsızlığın fiziki bir fonksiyon bozukluk yapmadığı, hayat müddetini etkilemediği unutulmamalıdır. Fibromiyaljinin iyileştirilmesinde ilaç tedavisi daha ziyade hastanın şikayetlerine istinaden tatbik edilir. İlaç iyileştirilmesinde ağrı kesiciler, kas gevşeticiler, antidepresanlar tercih edilir. Fizik tedavi ajanlarının beraberinde egzersizler ( Yürüyüş, koşu, bisiklet egzersizleri ) önerilir. Egzersizler ağrıyı kontrol altına alıyor olmaktan çok hastaların fiziki fonksiyonlarını çoğaltır, sancılı noktaların algılanmasını az hale getirir. İlaç dışı tedaviler arasında gevşeme ve adaptasyon tedavileri uygulanmaktadır. Bu tedavi yöntemlerinin kombine olarak uygulanmasının daha yarar sağladığı yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. ”.
kaynak:sağlıkaktuel

Kemik ölçümlerinizi yaptırmayı ihmal etmeyin

Fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı dr. Yıldıray tabak, osteoporoz hakkında veriler verdi. Osteoporoz, kemiğin daha az hale gelmesi ve yapısının değişmesiyle basit kırılabilir hale gelmesidir.

Bsk eskişehir anadolu hastanesi fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı dr. Yıldıray tabak, osteoporoz hakkında veriler verdi.

Osteoporoz, kemiğin daha az hale gelmesi ve yapısının değişmesiyle basit kırılabilir hale gelmesidir. Geçmişte dikkat çekmeyen bu hastalık, kırıklara neden olarak kişilerin yaşam kalitesini de etkilediğinden, gittikçe dikkat çekmiş ve ehemmiyet kazanmıştır.

Yaş ilerledikçe gittikçe yıkım, yapımdan daha çok olur ve kemik kitlesi azalır. Kadınlarda östrojen denilen hormon kemiklerin yıkımını önlemektedir. Adetten kesilmeyle ( Menopoz ) , bu hormon azaldığından kemik yıkımı çoğalır. Kemik kaybı, menopozun ilk 5 senesinde en fazladır. ileriki senelerde azalıp devam eder.
Kemik erimesi kemikleri basit kırılabilir yapar, kalçanın ya da omurların rahatlıkla kırılmasına, boy kısılmasına, kamburlaşmaya, sırt sancılarına, göğüs kafesinin şekil değişikliğine ve hacminin azalmasına sebep olmaktadır. Osteoporozdan maksimum etkilenen kemikler omurga, kalça ve el bilekleridir, kırıklar en sık bu kemiklerde olur.

Osteoporozu çoğaltan faktörler
Kalsiyum azlığı, d vitamini azlığı, sigara içilmesi, çok alkol alınması, kortizonlu ilaçlar, kemik yapan hücrelere zararlıdır.

Karaciğer, böbrek rahatsızlıkları, bir takım kanser türleri, romatizma türevi hastalıklar, hareketsiz yaşantı kemik erimesini çoğaltır.

Osteoporoz kadınlarda erkeklere göre, ince yapılılarda şişmanlara göre ve kısa boylularda uzun boylulara göre daha sık görülür. Osteoporoz erkeklerde de görülür. Fiziki aktivite, kemik kitlesini artırır. Hareketsiz ya da yatağa bağımlılarda kas kitlesiyle beraber kemik kitlesi de azalır.

Osteoporozdan korunabilmek için neler yapılmalıdır?
Çocukluktan başlamak üzere kalsiyumdan zengin diyet, menopozda ve yaşlılıkta diyete ilave kalsiyum alınmalı

Yürüyüş – merdiven çıkma gibi egzersizler yapılmalı
Güneşli günlerde, açık havada cilt güneşe maruz tutulmalı
Sigara, alkol ve kemik yıkımını arttıran ilaçları kullanmaktan kaçınmalı
Kemik metabolizmasını etkileyen hastalık varsa münasip ve zamanından önce tedavisi sağlanmalı
Osteoporoz iyileştirilmesinde maksat, halihazırda kemik kitlesinin himaye edilmesi ve/veya artırılmasıdır.

Osteoporoz tanısında, alakalı hekimlere başvurarak hormon testlerini ve kemik tarama testlerini yaptırmak lazımdır. Halk arasında kemik taraması olarak bilinmekte olan, kemik yoğunluk ölçümleri 10-15 dakika gibi kısa bir sürede yapılabilir. Belirli bir yaşın ardından, hususiyetle menopoza girmiş kadınlarda, osteoporoz kontrollerinizi yaptırmanızda yarar bulunur.
kaynak:sağlıkaktuel