Projeleri Hayır İçin Hazırlıyor.!

Osmaniye’de yaşayan evli ve 3 çocuk babası 51 yaşındaki mimar Aktürk, yoksul bir çocukluk dönemi yaşadığını, eğitim hayatını güçlükle tamamladığını, bu nedenle hiçbir çocuğun eğitimden mahrum kalmasına gönlünün razı olmadığını söyledi.

Mesleğini sürdürürken eğitim için elindeki imkanlarını zorlamaya her zaman hazır olduğunu vurgulayan Aktürk, hayatın bir çok alanında insanlara yardım etmeyi sevdiğini, en çok eğitime yaptığı yardımdan mutlu olduğunu belirtti.

Aktürk, maddi yönden fazla destek sağlayamasa da emeğini ortaya koyduğunu, talep geldiğinde tüm cami ve okul projelerini hiçbir ücret almadan hazırladığını belirterek, “Çünkü, eğitimin bir toplumun geleceği olduğunu biliyorum. Bu nedenle yapılan her hayırlı işe katkı sağlamak için ömrümün sonuna kadar gece-gündüz çalışmaya hazırım. İmkanlarım ölçüsünde eğitime daha çok katkıda bulunmaya çalışacağım” dedi.

Okuduğu ilköğretim okuluna da bir derslikli ana sınıfı yaptıran Haydar Aktürk, projesini çizdiği okullardaki öğrencileri ya da camilerde ibadet eden insanları görünce, yaptığı yardımdan daha çok haz aldığını belirtti.

Aktürk, Mimar Sinan İlköğretim Okulu ek binası projesi, her biri 5 bin liraya mal olan Mehmet Akif ve Ertuğrul Gazi İlköğretim Okulu bahçelerine öğrencilerin kullanımı için çatılı modern çeşmeler, Zafer, Cihan ve Bülbül camilerinin yeni projeleri, yapımı devam eden Düziçi’nin Ellek beldesindeki cami projesi ve Osmaniye Emniyet Müdürlüğü lojman binalarının projelerinde görev aldığını ifade etti.

Haydar Aktürk, 1966-1971 yılları arası okuduğu Ülkü İlköğretim Okuluna kazancının bir bölümünü harcayarak yaptırdığı bir derslikli ana sınıfını, deneyimi ve teknik imkanlarını kullanarak 25 bin liraya mal ettiğini bildirdi.

Topluma hizmetinin sadece proje çizmekten ibaret olmadığını, Osmaniye’de engelli derneklerinde kayıtlı ya da evlerinde kendini gizleyen engellileri oluşturduğu platformda bir araya getirdiğini ifade eden Aktürk, “Yaptığım her yardım, aldığım her duada daha fazla çalışma gücü buluyorum. Osmaniye’de yapılacak her türlü hayırlı işe katkı sağlamaya hazırım. Bir çok kişi mutlu olmak için çeşitli organizasyonlar yapıyor. Bana göre ise mutluluğun formülü, yaptığım hayır işlerinden insanların aldığı verimdir” diye konuştu.

Fazıl Say’dan Otizm Vakfına Destek.!

Canım benim.. Ne tatlısın.. Maşaallah..;

Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, Doğuş Çocuk Orkestrası ile dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say’ın birlikte verdikleri konser binlerce klasik müzikseveri bir araya getirdi.

Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası, yaz konserleri kapsamında önceki akşam Ayvalık’ta verdiği konserde dünyaca ünlü ve henüz 4 yaşındayken piyano çalmaya başladığı için ‘dahi’ unvanına sahip olan sanatçı Fazıl Say’a eşlik etti. Ayvalık Belediyesine ait Açık Hava Tiyatrosu’ndaki konseri, halen Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Müzik Direktörü Şef Prof. Rengim Gökmen yönetti. Konserde, Ayvalık Amfi Tiyatro’yu hınca hınç dolduran yaklaşık 10 bin kişi unutamayacakları bir gece yaşadı.

Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası, ünlü besteci ve piyanist Fazıl Say solistliğindeki konserlerde Gershwin’in Rhapsody in Blue eserinden, Tchaikovsky’nin İtalyan Kapriçyosu, Borodin’in Poloveç Dansları’na kadar birçok sevilen klasik müzik eserini 7’den 70’e Ayvalık Açık Hava Tiyatrosunu dolduran müzikseverlerle buluştu. Ayvalık’taki konseri Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Tiyatro Sanatçısı Levent Üzümcü gibi ünlü isimler de izledi.

Konserin sonunda sanatseverler, sanatçıları dakikalarca ayakta alkışladı. Konserden elde edilen gelirin Tohum Otizm Vakfı’na bağışlandığı vurgulandı.

Erkeklerde Zihinsel Dönüşüm Çok Önemli.!

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde eğitim kadar erkeklerdeki zihinsel dönüşümün de çok önemli olduğunu söyledi.

Bakan Şahin, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Ordu’da Vali Orhan Düzgün’ü makamında ziyaret etti. Ziyarette Bakanlığın çalışmaları hakkında bilgi veren Bakan Şahin, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. Kadına yönelik uygulanan şiddetin önüne geçebilmek için çeşitli çalışmalar yapıldığını söyleyen Şahin, çalışmaların önemli bir ayağını da eğitimin oluşturduğunu vurguladı.

KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ öNLEMEK İÇİN TOPYEKUN SEFERBERLİK

Bakan Şahin kadına yönelik şiddetin topyekun bir seferberlikte çözülebileceğine işaret ederek, şöyle konuştu;

”Ben kabinede görev alır almaz özellikle kadına yönelik şiddetle, cinayetlerle ilgili 4320 dediğimiz Ailenin Korunması Kanunu, yani şiddet uygulayan erkeğin evden uzaklaştırılması kanununda bir takım eksikliklerin olduğunu gördüm. Zincirin halkaları tamamlanmadığı zaman bu tür sosyal olaylarda en zayıf halkadan yaşam hakkına son verilebilecek örnekleri yaşadık. Bunun üzerine uzmanlarımızla hem Adalet hem de İçişleri Bakanlığımız ile kendi tekliflerimizi hazırladık, bunları da sivil toplum örgütlerine, barolara, aile mahkemesi hakimlerine gönderdik..”

İşin yasal boyutunun önemli olduğunu ancak eğitim ayağının da önemli olunduğunun bilinmesi gerektiğini belirten Bakan Şahin, kız çocuklarının eğitiminin de önemine değindi.

Sorunun eğitim ayağıyla ilgili çalışmaların 2002 yılında başlatıldığını hatırlatan Şahin, şöyle devam etti;

”Biz Milli Eğitim Bakanlığı ile 2002 yılında yola çıkarken Birleşmiş Milletler ile beraber ‘Haydı Kızlar Okula Kampanyası’ dedik ve 350 bin kızımızı okullu yaptık. Buna da devam ediyoruz. Eğer kız çocuklarının okutulmasına engel yoksulluksa mali destek veriyoruz, kız çocuklarına erkek çocuklardan daha fazla veriyoruz. Tabii bunu sürdürebilir kılmak ve takibini yapmak zorundayız. Kesinti oluyorsa devlet olarak izlemek ve takip etmek zorundayız..”

”ERKEKLERDEKİ ZİHİNSEL DÖNÜŞÜM ÇOK ÖNEMLİ”

”Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde eğitim kadar erkeklerdeki zihinsel dönüşüm de çok önemli” diyen Şahin, şunları kaydetti;

”Yani kadın, erkek hayat ortak, hayat müşterek, nimeti de külfeti de beraber paylaşıp, hayatı sevgiyle paylaşmak varken şiddet neden oluyor? İletişimsizlikten oluyor. İnsanlar birbirleriyle konuşamadıkları zaman veya çaresizlikten oluyor. O yüzden biz bunu koruyucu önleyici tedbirler dediğimiz bir takım tedbirlerle daha sosyolojik yönden bu olayların olmasını önleyecek tedbirleri hayata geçirmek durumundayız. Eğitim de bunlardan biri..”

Bakan Şahin, eğitimli ailelerde de şiddetin yaşandığını, onun için hem kızları, kadınları güçlendirmeleri hem de erkeklerin kadınların insan hakları noktasındaki kafalarındaki zihinsel dönüşümü başarmaları gerektiğini sözlerine ekledi. Şahin, ziyaretinin ardından Valilik binasında kaymakamlarla basına kapalı yapacağı toplantıya geçti.

Şafak Pavey Pantolon Giyebilecek.!

Geçirdiği kaza sonucu sol kol ve bacağını kaybeden Pavey, İçtüzük gereği Genel Kurul’a girerken etek giymek zorunda kalıyor.

Pavey’in protez bacağının görünmesinden rahatsızlık duyabileceğini düşünen iktidar milletvekilleri bir İçtüzük teklifi de hazırladı. Teklif, kadın milletvekillerinin Meclis çalışmalarına katılırken pantolon giymesi zorunluluğunu kaldırıyordu. Pavey bu gelişmeler üzerine protez bacak görüntüsünden rahatsız olmadığını, kendisi nedeniyle İçtüzük’te bir değişiklik yapılmasını istemediğini açıklamıştı.

Pavey: Tüzük değişmesin;

Milliyet Gazetesi’nin haberine göre İçtüzük’teki değişikliğin zaman alacağını düşünen Çiçek, CHP grup başkanvekillerine “Şafak Hanım isterse pantolonla Genel Kurul’a girebilir. İçeri girerken kimse müdahale etmeyecek. Oturumu yöneten başkanvekilleri bu durumu görmezden gelecek” dedi.

Buna göre Meclis 1 Ekim’de çalışmaya başladıktan sonra Pavey isterse, İçtüzük değişikliğine gerek kalmadan Genel Kurul’a pantolon ile girebilecek. Yeni anayasa hazırlıklarına paralel olarak sürdürülecek olan TBMM içtüzük taslağı çalışmalarında, kadın milletvekillerinin pantolon giymesi konusu da masaya yatırılacak. Çiçek, kadın vekillere “pantolon-ceket” formülüne sıcak bakıyor. Çiçek, kadın vekillerin koyu renk “pantolon-ceket veya etek ceket” giyme tercihinin kendilerine bırakılmasından yana.!

Görme Engelli Gencin Konservatuar Heyecanı.!

İzmir’de, daha önce okulda yeterli altyapı olmadığı gerekçesiyle Konservatuarı kabul edilmeyeceği bildirilen, görme engelli Ümran Sevinç, Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı’nda sınava girdi.

İzmir’de, daha önce okulda yeterli altyapı olmadığı gerekçesiyle Konservatuarı kabul edilmeyeceği bildirilen, doğuştan görme engelli 20 yaşındaki Ümran Sevinç, Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı’nda sınava girdi. Sevinç, AA muhabirine, müzik eğitimi almak istediğini, ancak yeterli altyapı olmadığı gerekçesiyle önce Konservatuarı kabul edilmeyeceğinin kendisine bildirildiğini, daha sonra Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz öncülüğündeki heyetin daveti üzerine sınavlara başvurusunun alınmasına karar verildiğini belirtti.

Konservatuarın ilk aşama sınavına bugün girdiğini belirten Ümran Sevinç, sınavın “çok güzel” geçtiğini belirterek, şöyle konuştu;

“Hayrettin Duran Anadolu Lisesinden mezun oldum. Okulu bitirmeden önce Ege Üniversitesinin konservatuar sınavlarına engellilerin alınmayacağını öğrenmiş, çok üzülmüştüm. Sağ olsun, daha sonra anlayış gösterdiler ve başvuru yapmama izin verdiler. İki hafta önce kayıt yaptırdım. Geçen hafta da bir haftalık kursa gittim. Sanat müziği-temel bilimler sınavının ilk aşamasına da bugün girdim. Çok güzel geçti. İkinci aşamayı bekleyeceğim. İnşallah o da güzel geçerse kazanacağım..”

Müziğe ilgisinin küçük yaşlarda başladığını, sanat müziğine ise lise yıllarda gönül verdiğini ifade eden Sevinç, lisedeki müzik öğretmeni ve konservatuvarda görevli eşinin kendisini bu konuda desteklediğini kaydetti. Sevinç, “Ben lisedeyken sanat müziği konserlerine katılıyordum. Sanat müziğine orada ısındım. Bu, mesleğimi belirlemede etkili oldu” diye konuştu.

Müzik üzerine eğitim almayan ancak kabartma nota bilgisi olduğunu söyleyen Sevinç, evde gitar çalarak çalışmalarını sürdürüyor.

Sevinç, sınavın birinci aşamasını geçerse, hafta içi bir gün ikinci aşama sınava çağrılacağını, bunu ümitle beklediğini belirterek, ikinci sınavda bir şarkı söylemesinin isteneceğini belirterek, sınavda seslendirmeyi düşündüğü bestesi Avni Anıl’a ait “Rüya Gibi Uçan Yıllar” adlı şarkıyı, AA mikrofonlarına okudu.