İşaret Dili İle Somali’yi Anlattı.!

24. Dönem parlamentosunda CHP İstanbul Milletvekili Şafak Pavey ile beraber işaret dilini bilen iki milletvekilinden biri olan AK Parti Ankara Milletvekili Selamoğlu, AA’nın sorularını, işaret dilini de kullanarak yanıtladı.

Milletvekili olmadan önce AK Parti Kadın Kolları Ankara İl Başkanı olduğunu anımsatan Selamoğlu, bu dönemde kurs açtıklarını ve işaret dilini o zaman öğrendiğini söyledi.

İşitme engellilerle konuşmak istediklerinde mutlaka tercüman gerektiğini ifade eden Selamoğlu, bu dili öğrenmesiyle bu sorunun ortadan kalktığını dile getirdi.

Selamoğlu, işitme engellilerin bir çok sıkıntısının olduğunu ve onlara yardım etmek istediklerini anlatarak, ”Yardım edebilmek için de bir şekilde işaret dilini öğrenmek gerekiyordu” dedi.

Seçim çalışmaları sırasında bu dili kullandığını ve bundan işitme engellilerin çok mutlu olduğunu belirten Selamoğlu, ”Özellikle derneklere gittiğimiz zaman bazı işitme engelliler benim işaret dilini bildiğimi bilmiyorlardı. İşaret diliyle konuşmaya başlayınca çok sevindiler, mutlu oldular” diye konuştu.

İşaret dilinin uluslararası olduğunu ancak ülkeler arasında yaklaşık yüzde 40 farklılıklar bulunduğunu ifade eden Selamoğlu, başka ülkelerde de 3 saat sonra bir şekilde anlaşılabildiğini kaydetti.

Selamoğlu, işaret dilinin alfabesinin olduğunu ancak alfabenin yetmediğini, mimiklerin ve kelimelerin de öğrenildiğini söyledi. Selamoğlu, şunları ifade etti;

”İşitme engellilerin sorunları var. AK Parti olarak bu sorunları biliyoruz. Sorunlarla ilgili bakanlarımızla görüştük, konuştuk, sorunlarımızı anlattık. Özellikle Milli Eğitim Bakanımıza, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımıza konuları ilettik, sorunlardan bahsettik. İşitme engellilerin özellikle engelli sınavlarıyla, hastanelerle, bankalarla ilgili sıkıntıları var. İnşallah bu dönem bu sorunları çözeceğiz..”

SOMALİ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Somali ziyaretine de eşlik ettiğini dile getiren Selamoğlu, yaşadıklarını şöyle anlattı;

”Televizyonda seyrediyoruz. Zannediyordum ki ben sadece bölgede açlık var her yerde değil ama tüm Somali aç.. Farklı, değişik bir zamanda yaşıyorlarmış gibi.. Biz uçağa bindik 21. yüzyıldı indiğimizde milattan önce.. Bu çok kötüydü. Böyle bir şeyi göreceğimi zannetmiyordum. Sorunlar var ama çözümü bilmiyorlar, yapamıyorlar. Bir şekilde biz onlara öğretmen olacağız. Somali’de özellikle susuzluk var, yemek yok.. Her taraf çadır. Biz başkente gittik Başkent de aynı. Her yer aynı. Anlamak mümkün değil.. Çok kötü.. Her yer çöp.. Çöpler toplanmıyor. Başbakanımız çöp arabaları gönderecek, hastane yapılacak, okullar açılacak, yollar yapılacak. Yapılacak çok şey var. Somali’den döndükten sonra gördüklerimi yazmak istedim ama kelimeler bulamadım.

Üzülüyorduk ama bunu bu şekilde hissetmiyorduk. İnsanlara, o halka çok acıyorum. Çok üzülüyorsunuz ama çok uzun zaman gerekiyor. Bugün yaptığımız şeyler hemen sonuç vermiyor. Daha hızlı olmamız lazım.. Sonuçları zamanla ileride alınacak. Çünkü, hiçbir şey yok Somali’de.. Yazma, okuma yok.. Her şeyden önce su yok.. Su yoksa, gerçekten medeniyet olmuyor. Su yok, yemek yok ama silah var. Amerika para almadan dağıtmış silahları.. Kardeşler birbirleri öldürüyorlar. Birbirlerine acıma yok.. İnşallah bundan sonraki dönem bu kavga bitecek. Bu kavga bittikten sonra Somali de gelişecek..”

Somali’de inişte tehlike atlatan uçakta olduğunu dile getiren Selamoğlu, ”O anda bir şey hissetmedim. Kazadan sonra bir korku oluyor. Havaalanı var ile yok gibi.. Kara tarafından inilirse tehlikeliymiş.. Okyanus tarafından inildi. O da ayrı bir tehlike.. Çünkü, pistte çukurlar var. Herhangi bir işaret yok.. İndik çok şükür ama uçak hasar gördü. Yeni uçağın gelmesini bekledik” dedi.

Selamoğlu, işaretle konuşmasında yanlışlarının olabileceğini belirterek, bundan dolayı özür diledi.

GATA’ya da ‘deney’ izni.!

Hasta askerleri kobay olarak kullandığı iddialarıyla gündeme gelen GATA, resmen klinik araştırma yapacak kurumlar arasına girdi.

İnsanlar üzerinde yapılan tıbbi araştırmaları da kapsayan ‘klinik araştırmalar yönetmeliği’ne ‘GATA’ ayarı geldi. Yeni yönetmelikte, klinik araştırmalar yapabilecek kurumlar arasına Gülhane Askeri Tıp Akademisi de dahil edildi.

GATA geçen yıl klinik araştırmalarda askerlerin de izinleri olmadan kullanıldığı iddiasıyla gündeme gelmiş, akademi bu iddianın doğru olmadığını belirtmişti.

Klinik Araştırmalar Derneği Başkanı Hamdi Akan, “GATA da bir eğitim kurumu, başka kurumlardan farkı yok.. Eski yönetmelikte GATA’nın adının olmaması klinik araştırmaların burada yasak olduğu anlamına gelmez. Yeni yönetmelikte daha detaylı bir şekilde adı verilerek düzenleme yapılmış” diye konuştu.

Radikal’in haberine göre, Klinik Araştırmalar Yönetmeliği, geçen hafta sessiz sedasız değiştirildi. 23 Aralık 2008 tarihinde yürürlüğe giren yönetmeliği kaldıran yeni düzenlemede, tıp dünyasındaki son gelişmeler de yer aldı. Buna göre, klinik araştırmalar yönetmeliği artık insanlar üzerinde yapılacak kök hücre nakli araştırmalarını da kapsayacak.

Araştırmalara geleneksel bitkisel tıbbi ürünler, kozmetik hammadde veya ürünleri dahil insanlar üzerinde diğer tüm madde ve ürünlerle yapılacak klinik araştırmaları, organ ve doku nakli, cerrahi yöntemler ve gen tedavisi de dahil.!

Ast-üst sorunu olabiliyor;

Yönetmelikte gerçekleştirilen bir diğer değişiklik ise GATA’nın faaliyetleriyle ilgili oldu. Yönetmeliğin ‘Klinik araştırma yapılacak yerler, standartları ve izin başvurusu’ başlıklı 16. maddesinde; klinik araştırma yapabilecek yerler arasına ‘Gülhane Askeri Tıp Akademisi dahil üniversite sağlık uygulama ve araştırma merkezleri, üniversitelere bağlı onaylanmış araştırma geliştirme merkezleri, Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi ve bakanlık eğitim ve araştırma hastaneleri’ de eklendi.

Klinik Araştırmalar Derneği Başkanı Hamdi Akar, değişikliği yorumlarken, “Baktığınızda GATA da bir eğitim kurumu.. Diğer kurumlardan farkı yok.. Tek fark hasta potansiyelinin önemli bir bölümü askerlerden oluşuyor ve ast-üst ilişkisine bağlı olarak bazı durumlarda sorun yaşanabiliyor” diye konuştu.

Gönüllü onay formuyla;

Askerlik görevini yapan er ve erbaşların söz konusu yönetmeliklerde ‘kısıtlı’ olarak nitelendirildiğine dikkat çeken Akar, bu durumda da gönüllü onay formu ve ilgili izinlerin ardından araştırma yapılabildiğine dikkat çekti.

GATA’nın yeni yönetmelikte yer almasını ‘daha kapsamlı bir düzenleme’ amacına bağlayan Akar, “Eski yönetmelikte adının olmaması yasak olduğu anlamına gelmez. Eskiden de GATA’da araştırmalar yapılıyordu” diye konuştu. Askerlerin bilimsel araştırmaların dışında bırakılamayacağını kaydeden Akar, “Bir dönem Körfez ülkesine giden askerlerle ilgili araştırmalar ve bu araştırmaların kapsamı tartışılmıştı. Araştırma yapamazsanız, askerlerle ilgili hiçbir bilgi edinemezsiniz” dedi.